Borcun %60’ı döviz kuruna, %21’i faize duyarlı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye ekonomisi, bir kez daha kuvvetli şekilde kur-faiz kıskacında… Bozulan bütçe disiplini ve artan kırılganlıklar, Gömü’nin borçlanma ihtiyacını ve dolayısıyla borçlanma maliyetlerini yukarı çekti; çekmeye de devam ediyor. Yüksek faiz; sonunda genel ekonomik aktiviteyi yavaşlatarak GSYH büyümesini baskılayan bir unsur. Yakın dönemde adeta bir tapıncak haline gelen ne pahasına olursa olsun “yüksek gelişme” çabası ise yeni dengesizlikleri doğurdu. Faizlerin düşürülmesi ve hatta negatif seviyelere çekilmesiyle, döviz kuru patladı. Ön kapıda tutulamayan döviz kuruna, arka kapıdan müdahale edildi. TCMB rezervinden 160 milyar dolara yakın döviz satıldı, sadece kur dizginlenemediği benzer biçimde enflasyonda da yeni rekorlar birbirini izledi.

Ufukta seçim de belirince, matematik iyiden iyiye karıştı; madem kur dizginlenemiyordu ve döviz cephanesi de tükendi, o halde bir model keşfedip dizginleri bırakmak gerekiyordu. O modelin adı, “Faiz Sebeptir, Enflasyon Netice” oldu. FSEN modeli, özünde daha değersiz TL demek… Aşırı değersiz TL, yüksek ihracat, düşük ithalat, kapanan cari açık… Devamla azalan döviz talebi ve gerileyen enflasyon… Formül kendi içinde kurdaki artışın enflasyona niçin bulunduğunu kabul ediyor etmesine sadece, müdahale ön kapıdan değil gene arka kapıdan yapılacak. Sadece devamlı olduğu benzer biçimde uzun yol daha pahalıya gelecek; nitekim o şekilde de oluyor. Zira, hem faizden hem de kurdaki artıştan en büyük ziyanı kamu yazıyor. Öyleki ki, faiz ödemelerinin bütçe gelirleri içindeki oranı 2017’deki yüzde 8,4 oranından bu senenin ilk 10 ayında (157 milyar TL) yüzde 13’ün üzerine çıktı.

Gömü’nin borçlarının yüzde 20’sinden fazlası değişken faizli, kısaca faize duyarlı. Faiz arttığında, yeni borçlanmalarla beraber mevcut borcun maliyeti de artıyor. Döviz kurundaki artışın işaret etmiş olduğu tablo ise oldukca daha riskli. Gömü’nin toplam borçları içinde dövizle borçların oranı, Ekim 2021’de yüzde 60’a ulaşarak zamanı üstün dereceli seviyeye işaret etti. Üstelik bu oranın 3’te biri, kısaca yüzde 20’lik kısmı yurtiçinden (dövizle) borçlanmalar. Özetle, merkezi yönetimin toplam borçlarının bir tek yüzde 20’si durağan(durgun) faizli. Kalan yüzde 80 hem döviz kuruna hem de faize duyarlı. Olağan dönemlerde birinin artışı, ötekinin düşüşü ile kısmen dengelenebiliyordu. Bugünlerde ne yazık ki, hem faiz hem kur artıyor. Enfl asyon ise artık her ikisinden de besleniyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
cool
Cool
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Viyana Blog - Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!