Kızılay‘dan çadır alma iddialarını da yanıtlayan Haluk Levent’in FOX TV canlı yayınında yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şu şekilde:
” Hatay‘a gittim. Gittiğimde çok acılı manzarayla karşılaştım. Ses ve çığlık. Her yer çığlık sesleri. Sadece enkazdakilerin çığlığı değil, dışarıdakilerin enkazdakilere ulaşamadıkları için çığlıkları da var. Çok acı bir tabloydu.
AHBAP ARAMA KURTARMA PLATFORMU DEĞİL

Ahbap bir arama kurtarma ekibi değil, arama kurtarma ekibine destek veriyor. Biz 4 yıldır AFAD‘la işbirliği halindeyiz. Çok güzel bir şekilde organize olduk. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla irtibata geçtik. Biz her depremde bize düşen görevleri alırız.
Manzara çok iç açıcı değildir. O kadar deprem gördüm, böylesini görmedim. Elazığ’ı, Gölcük’ü gördüm.
STK’lar AFAD’la işbirliği protokolü yaparlar. Devlet bir AFAD, bizler STK’yız. Devletle biz nasıl yarıştırılabiliriz. Biz ancak el ele insanların yardımına koşabiliriz.
‘Devlet yok Haluk Levent var’ diye yazdılar. Kesinlikle böyle bir şey yok. Depremde can kurtaran biz değiliz. Biz devletin karşısında hiçbir şey değiliz. Devlet oraya yerleşti, bizler onlarla beraber koordinasyona girdik.
Hatay’a ilk geldiğimde arama kurtarma vardı ama yeterli değildi. Devlet yetkilileri de bence bu kadarını beklemiyordu. Türkiye’de yoktu böyle bir tecrübe. Onun tartışmalarını halk ile yönetim arasına bırakmak, dernek başkanı olarak benim söylemem gerekendir.
en oraya gittiğimde bakanlar vardı, valiler vardı. Hükümet ayrı bir şeydir, devlet ayrı bir şeydir. Algı olarak yanlış anlaşılmasın diye söylüyorum.
Benim siyasi görüşlerim, politik görüşlerim vardır ama ortaya koyduğum çalışmalarda yer alan bir durum değildir.
AK Parti içinden hedef alınıyorum diye bir şey olmadı. MHP içerisinde Sayın Devlet Bahçeli’nin önüne bir anda bir cümle geldi. Ben MHP’nin örgütleriyle görüşüyorum kimsenin bir sorunu yok benimle. CHP’nin de öyle İYİ Parti’nin de öyle. Benim siyasi partiyle alakalı bir durumum yok.”
“Üzüldünüz mü, kırıldınız mı bunu duyduğunuzda?” sorusuna Haluk Levent, “Bunun hesaplaşmasını sonraya bıraktım. Şu anda bunları konuşacak durum yok. Biz depremde canlarla uğraşıyoruz.
Levent, sözlerini şöyle sürdürdü:
Biz iktidar muhalefet diye hiç bakmadık. Benim hepsiyle eşit şekilde dayanışmam var. Ahbap politik bir kimlik olarak gelmiyor, bir yardım derneği olarak geliyor.
KIZILAY’DAN ÇADIR ALIMI
Deprem zamanı maalesef halkımızın büyük kısmı seferber oldu. Ben onlara çılgın Türkler diyorum. İstismarcı insanlar da var. Kira artışlarından tutun elindeki malı saklamak. Depremin ikinci günü çadır bulamadık. Şu an insan kendini zor tutuyor ama geceleri yalnız kaldığımızda ağlıyoruz. Çocuk sesleri, çok kötü bir şey. İnsanlar yağmurda donuyor. Ben o esnada çadır bulamamışım, çadır yok. Bu bulduğumuz çadırlar birkaç gün önce gelmeye başladı. Arkadaşlar Kızılay’ın internet sitelerinden çadır sattığını görmüşler. Sitelerde var. Ankara Eczacılar Odası da almış biz niye almayalım. Hemen öğrendik ihracat yapılmak üzere hazırlanan 2050 çadır var. Kızılay’ın iştiraklerinin çadır sattığı piyasada biliniyor. Deprem zamanı veya değil, biliniyor. Ben o an hiçbir şey düşünemiyorum. İnsanlar ölüyor orada, dışarıda tir tir titriyorlar. Benim orada insanlara çadır getirmem lazım.
Orada insanlar ölüyor, donuyor. Hemen alın dedim. Mahsun Kırmızıgül oradaydı. Adıyaman‘da AHBAP’lara destek ol dedim. 28’inde de bütün alımların raporları çıkacak. Tamamının faturalarını yarın yayınlanacaktım. Ben dernek başkanıyım. Politik tartışmalar benim işim değil.
AFAD DA KIZILAY’DAN PARAYLA ÇADIR ALIYOR
Sistemi hala kimse bilmiyor. Ben almasaydım AFAD da parayla alıyor. AFAD kurumu faturayla alıyor Kızılay’dan. 1 saat önemli benim için. İnsanlar ölüyor. 1 gün, 2 gün yazışmaları mı bekleyeyim? AFAD da parayla alıyor. Yetkililer yalanlasın! Benim içime sinmiyor deprem zamanı. Kızılay en başta besin, gıda kurumudur. Kızılay’dan barbunyalar, konserveleri aldık. Rapora göre yüzde 7’si. Muhatap ben miyim? Ben orada çadır almak zorundaydım. Anadolu rockçı bir adam TIR arıyor. İlişkilerimi kullanıyorum. O çileyi görseniz… Saatlerde telefonla TIR arıyorum.
KIZILAY’DA MUHASEBE OTURMAZSA SİSTEM ÇÖKER
46 milyonluk bir paranın ‘tamam tamam’ gönderme diye bir durumu yok. Bir dakika bile önemli. Kızılay Yönetim Kurulu karar alır parayı geri iade eder. Onu ben bilemem. Muhasebe oturmazsa sistem çöker. Ama belki depreme özel bir kanun çıkartırlar belki. Çadırları bulduk ama daha yeni geliyor. Bugün aynı şartlar olsa yine alırdım. Beni görenler çadır istiyor. Kızılay’da çadır olduğunu öğrenince ferahladım. 4 bin kişiyi oraya yerleştirdik. Bana bağış yapan insanların paraları namusum gibi korumak zorundayım.
Amatörlükten bir anda kurumsallaşmakta hatalarımız olabilir. 3 yerden denetim göreceğiz. Türkiye’de 3 yerden denetim gören dernek yok.
Benim için televizyona çıkmak bile zaman kaybı. Bu sabah konumuz Kızılay değil depremde ‘neler yapabiliriz’, onu konuşmaktı. Bazı arkadaşlarımız kolay zannediyor. Bir kadının tuvalet ihtiyaçlarını, özel ihtiyaçlarını karşılamanız gerekiyor. Hijyeni karşılayamıyorsanız barınmanın önemi yok.
”