İran’da, ülkenin liderliğine karşı haftalardır süren protestolarla ilgili olarak ilk kez ölüm cezası verildi. Adli makam, Misan Online adlı internet sitesinde Pazar günü yaptığı açıklamada, başkent Tahran’daki bir mahkemenin ölüm cezasını ilan ettiğini söyledi. Hükümlü, diğerlerinin yanı sıra bir hükümet binasını yakmak, “kamu düzenini bozmak” ve “ulusal güvenliği” tehdit etmekten suçlu bulundu.
Ayrıca, İran yasalarına göre en ciddi suçlardan biri olan “yeryüzünde yolsuzluk” ve “Tanrı’nın düşmanı” olmakla suçlanıyor.
Misan Online’a göre, başka bir Tahran mahkemesi de beş sanığı “ulusal güvenliğe karşı suç işlemeye ve kamu düzenini bozmaya komplo kurmak” suçundan beş ila on yıl arasında hapis cezasına çarptırdı. Hüküm giyenler yine temyize gidebilirler.
İran, genç Kürt kadın Mahsa Amini’nin 16 Eylül’de öldürülmesinden bu yana sürekli bir protesto dalgasıyla sarsılıyor. Amini, başörtüsünü yanlış taktığı söylendiği için ahlak polisi tarafından tutuklandı. Kısa bir süre sonra hastanede öldü.
Protestolar sırasında çoğunluğu göstericiler ve aynı zamanda güvenlik güçleri olmak üzere çok sayıda insan öldürüldü. İranlı yetkililer protestoları “isyan” olarak kınadı.
Pazar günü erken saatlerde İran parlamentosu, milletvekillerinin çoğunluğunun İran’da gözaltına alınan protestocular için sert cezalar talep ettiği yönündeki haberleri yalanladı. Parlamento tarafından yapılan basın açıklamasında, “Medyada adı geçen 227 milletvekilinin mektubu sahte bir belgedir ve bu konudaki haberler bu nedenle yalanlanmıştır.”
FARS haber ajansı yaptığı açıklamada, bazı milletvekillerinin yalnızca cinayetlere karışanlar ve kargaşa sırasında kan dökülmesine karışanlar için sert cezalar verilmesi çağrısında bulundu. Gözlemciler, iddia edilen bir sahtecilik iddiasını bir geri adım olarak gördüler.
Basında çıkan haberlere göre, 290 parlamenterden 227’si geçen hafta ülke çapındaki protestolara katılanları “Tanrı’ya karşı savaş” ile suçlayan ve yargıdan buna uygun kararlar verilmesini isteyen bir bildiri yayınladı. İslam hukukuna göre, “Allah’a karşı savaş” suçlaması ölüm cezasıyla da sonuçlanabilirdi ve yurt içinde ve yurt dışında bu şekilde değerlendirildi.
Ülkedeki gözlemciler, devlet medyasının yaptığı açıklamanın sahte olduğu iddiasının inandırıcı olmadığına inanıyor. Bu nedenle, değerlendirmelerine göre, inkar, yalnızca yurt içinde ve yurt dışında mümkün olan en güçlü şekilde mahkum edilen protestoculara yönelik fiili ölüm cezası çağrısını geri çekme girişimidir. İran parlamentosu, 2020’den beri radikal – ve kötü düşünülmüş – kararlarıyla tanınan muhafazakarların egemenliğinde.
