İş dünyası tedirgin: Kurda ‘öngörülebilirlik’ sesleri

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merve YİĞİTCAN

Salgın sonrası dönemde değişen tedarik zincirlerinin etkisiyle dışarıda ihracatıyla göz dolduran Türkiye ekonomisi; içeride faiz-kur-enflasyon girdabına tutuldu. Piyasanın öngörülebilir olmamasından dolayı hareket kabiliyeti kısıtlanan iş dünyası, acilen finansal istikrar adımlarının atılmasını istiyor. Bilhassa Merkez Bankası’nın geçen hafta siyaset faizini 200 paz puan indirmesi ve arkasından kurda yaşanmış olan süratli yükseliş sonrası iş dünyasının önde gelen temsilcileri tepkilerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.

İlk ses TOBB ve İSO’dan…

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Twitter’dan yapmış olduğu açıklamada “Merkez Bankası’nın faiz indirimi sonucu sonrası hem uzun vadeli faizlerin hem de döviz kurlarının artması gerçek sektörümüzü tedirgin etmektedir. Dileğimiz piyasadaki faizlerin ve enflasyonun düşeceği, finansal istikrarın tesis edileceği ortama en kısa sürede kavuşmaktır” derken, İstanbul Endüstri Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da, “Merkez Bankası, bugünkü kararıyla enflasyonu önemsemediğini ve umursamadığını ortaya koydu” değerlendirmesini yapmıştı. Bu çerçevede DÜNYA’ya konuşan iş dünyası temsilcileri öngörülebilirlik, dengeli kur ve finansal istikrar çağrısı yapmış oldu.

Sürdürülebilir gelişme gerek

Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, Türkiye ekonomisinin büyüdüğünü, sadece bunun sürdürülebilir bir gelişme olmadığını söylerken, “Kamu harcamaları, inşaat ve tüketime dayalı bir gelişme şeklimiz var. Bu sürdürülebilir bir gelişme değil. Sıhhatli gelişme üreterek, hatta katma kıymet üreterek ve ülkeye direkt yatırımları çekerek olur. Bu alanda zayıfız” dedi.

Sürdürülebilir bir gelişme modeli oluşturulamadığı için ciddi bir döviz açığı verildiğini belirten Dalgakıran, “Üzerine politik risklerin de eklenmesiyle dışarıdan, bırakın direkt yatırımı sıcak para bile bulamıyoruz. Bunun için ciddi maliyet ödüyoruz. İş adamı kredi aldığında en düşük faizli krediyi ister. Şimdi faizler düştü fakat biliyorum ki bunun değişik neticeleri olacak. Türkiye’de döviz yükselirse enerjide dışa bağımlı olan, ara malda dışa bağımlı olan ülkemiz bunun maliyetlerini enflasyon ve yaşam pahalılığı olarak ödeyecek. Ben bir iş adamı olarak düşük faiz isterim. Yatırım yapabilmek için uzun süre önümü görebilmek isterim. Kurda oynaklığı ise asla istemem” diye konuştu.

İhracat düşerse ne yapacağız?

Mevcut durumu dünya ekonomisindeki hareketliliğe bağlı olarak ihracatla kompanse edebildiklerine dikkat çeken Dalgakıran, sadece ihracat düşerse o vakit ne yapacaklarını bilemediklerini kaydetti. Önümüzdeki senenin bütçesini halletmeye çalıştıklarını sadece dolara nazaran birkaç değişik senaryo hazırlamak zorunda kaldıklarını ifade eden Dalgakıran, “Senelerdir aynı şeyi konuşuyoruz, sadece bir türlü buna çözüm üretemiyoruz. Köklü ve doğru olan şeyleri bildiğimiz halde yapmıyoruz ya da yapamıyoruz. Gelir dağılımındaki uçurumun büyümesi beni üzüyor. Her insanın çıkarları doğrultusunda sürdürülebilir bir gelişme sağlamamız lazım. Ben bundan kaygı ediyorum” ifadelerini kullandı.

Ana para sıkıntısı arttı

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, dövizin aşırı oynak hale gelmesinin ihracatçılar için sorun yaratan bir durum olduğuna dikkat çekti. Emtia fiyat artışlarından dolayı dövizin yükselmesi ile birlikte sanayicilerin ve işletmelerin ana para sıkıntısını daha çok hissettiklerini vurgulayan Pelister, “O yüzden finansmana kolay yetişebilmek, düşük faizli krediler kullanabilmek bu zamanda fazlaca mühim. Geçen seneki şeklinde KGF kredilerinden bekliyoruz. KOBİ’lerimizin buna şu an fazlaca ihtiyacı var. Bizlerin beklentisi öngörülebilirlik, dengeli kur ve finansal istikrar. Bir ülkenin ekonomisinin gelişmesi ve dış yatırımların bilhassa de direkt yatırımların gelebilmesi için ülkede itimat ve istikrarın olması mühim. Biz iş dünyası olarak buna ehemmiyet veriyoruz” şeklinde konuştu.

Kar marjları hızla eriyor

Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkanı Ömer Karadeniz, kurlarda yaşanmış olan hareketliliğin etkilerinin bilhassa plastik sektörü şeklinde yurtiçinden kafi hammadde tedarikini sağlayamayan endüstrilerde daha derinden hissedildiğinin altını çizdi. ÜFE ile TÜFE arasındaki farkın hızla açıldığını söyleyen Karadeniz, “Şu demek oluyor ki üreticinin yaşamış olduğu maliyet artışını tüketiciye yansıtamadığı ve bu sebeple kar marjının hızla eridiği bir dönemden geçiyoruz. 2022 senesinde sanayicilerimizin kazanılmış olduğu pazar payını korumayı ve hatta arttırmayı hedefliyorsak, mutlak suretle kur hareketliliği denetim altına alınmalı” dedi.

Maliyet hesabı yapamıyoruz

TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel de döviz kurlarındaki yükselişin kaygı yarattığını söylemiş oldu. Çevikel “Enerji başta olmak suretiyle üretici üstündeki maliyetler devamlı artıyor. Döviz kurlarında istikrar olmadığı sürece maliyet hesabı yapamıyoruz. Ani iniş ve çıkışlar siparişlerimizi negatif etkiliyor. Piyasaları rahatlatacak, yatırıma ve üretime teşvik edecek hamleler yapılmalı” dedi. Çevikel, Uzak Doğu siparişlerinin devamı için döviz kurlarında istikrar olması icap ettiğini sözlerine ekledi.

OTOMOTİV, TEKSTİL VE MOBİLYA SEKTÖRÜ TEMSİLCİLERİ NE DİYOR?

● OTOMOTİV DİSTRİBÜTÖRLERİ DERNEĞİ (ODD) GENEL KOORDİNATÖRÜ HAYRİ ERCE, bir tek otomotiv sektöründe değil, birçok sektörün beklentisinin ekonomide öngörülebilirliğin sağlanması bulunduğunu söylemiş oldu. Erce “Bunu sağlayamadığınızda her şey oynak oluyor. Iktisat, öncelikli gündem maddesi olması lazım. Sadece bu mevzuda da kaygılarımız var. Şimdi bir seçim patikasına giriliyor. Seçim patikasına girildiği vakit iktisat öncelikli gündem maddesi olmaktan çıkıyor. Onlarca defa yaşadık bunu. Umarız bu kez iktisat öncelikli bir gündem kalır ve lüzumlu önlemler alınır ve ekonomik öngörülebilirlik artar.”

● TAŞIT ARAÇLARI TEDARİK SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (TAYSAD) BAŞKANI ALBERT SAYDAM, “Tüm ülke olarak beklentimiz dengeli bir kur olması. Şu anda hiçbirimiz bir plan yapamıyoruz. Bugün mü ödememizi yapalım, yarın mı yapalım? Bugün ve yarın içinde kurda ne fark olacak? Çipten başlayarak alüminyum, çelik, plastik, kauçuk ve birçok ara mamulde hammaddede dışa bağımlıyız. Bir tek satış fiyatımızda TL bazında bir artış olmuyor, hammadde giderlerimizde de aynı oranda artışlar oluyor. Azca ilkin söylediğim şeklinde dengeli olması hepimizin beklentisi” ifadelerini kullandı.

● İSTANBUL HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İHKİB) BAŞKANI MUSTAFA GÜLTEPE, kurun rekabetçi olmasının avantaj bulunduğunu, sadece ani iniş çıkışların sürdürülebilir olmadığını kaydetti. Sektörün girdilerinin yüzde 70’e yakınının döviz üstünden olduğuna değinen Gültepe, “Böylesine inişli çıkışlı kurun olduğu dönemde hesaplama yapmakta zorlanıyoruz. Hem hammadde tedariki hem de yabancı alıcıların baskısı sebebi ile zor durumda kalıyoruz. Bizim için yüksek değil stabil kur mühim. Biz öngörülebilir, emniyetli şekilde ilerlemek istiyoruz” dedi.

● İSTANBUL TEKSTİL VE HAMMADDELERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ (İTHİB) BAŞKANI AHMET ÖKSÜZ ihracatçılar için en mühim hususların başlangıcında döviz kurlarındaki istikrarın geldiğini belirterek, “Burada mühim olan nokta; kurlardaki ani yükseliş ve düşüşlerin engellenmesi. Öngörülebilir kur oluşması biz için büyük ehemmiyet taşıyor” dedi.

● İSTANBUL DERİ VE DERİ MAMULLERİ İHRACATÇILARI (İDMİB) BİRLİĞİ BAŞKANI MUSTAFA ŞENOCAK ise ekonominin gerçeklerine ve gerekçelerine uygun olarak faizin şekillenmesinin her insanın menfaatine olacağını kaydetti. Şenocak, “Faizlerin yüksek olduğu bir ülkede üreticinin mutlu olması fazlaca zor olsa gerek. İhracatçılar için kurların öngörülebilir olması, tahmin edilenin aksine yüksek olmasından fazlaca daha büyük ehemmiyet arz ediyor” dedi.

● TOBB MOBİLYA SEKTÖRÜ MECLİS BAŞKANI ERCAN ATA, tüm dünyada enflasyonist risklerin arttığını söylerken, Türkiye’de de mühim sorunların başlangıcında enflasyonun geldiğini kaydetti. Gerçek sektör açısından uzun dönemli faizlerin düşmediğini hatta arttığını belirten Ata, kısa vadeli düşüşlerin ise dolarizasyonu tetiklediğini aktardı. Bu durumun uzun vadeli kredi sağlamak isteyenlerde ve ithalata dayalı bazı üretim sektörlerinde tedirginlik yarattığını belirten Ata, “Yıl sonuna kadar faizlerin köktencilik olarak düşürülmeyeceği mesajı verilirse, en kısa zamanda finansal istikrara yönelik somut gelişmeler yaşanır” dedi.

● MOBİLYA DERNEKLERİ FEDERASYONU (MOSFED) BAŞKANI AHMET GÜLEÇ, mobilya sektörünün şu an 10 milyar dolar olan üretim kapasitesini 25 milyar dolara çıkarmayı hedefl ediğini hatırlatarak, “Bu sürecin sıhhatli gitmesini istiyoruz, dolayısıyla istikrarlı bir kur taraftarıyız. Söylenenin aksine kur arttıkça bizim ihracatımız artmıyor. Değerinde bir kur bizi doyum ediyor” ifadelerini kullandı.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
cool
Cool
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Viyana Blog - Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!