İki kıtaya yayılan topraklarında birçok zamanı yapıyı barındıran İstanbul, benzeri olmayan dokusuyla dünyanın en güzel şehirlerinden. Bizans ve Osmanlı şeklinde iki büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bu ihtişamlı kentteki zamanı yapıları her yıl binlerce yerli ve yabancı gezgin ziyaret ediyor.
Kentin iki yakasında sıralanan zamanı yapılar İstanbul’un kültür mozaiğinin yansıması. Her biri başlı başına birer sembol olan İstanbul’un zamanı yapılarını keşfedebilmek için ciddi bir süre planlaması yapmak gerekiyor. İstanbul’un tarihini keşfetmek ve kentin dokusunu hissedebilmek için İstanbul gezilecek bölgeler listesine göz atın.
İstanbul’da Gezilecek Bölgeler
1. Ayasofya

İstanbul’da gezilecek bölgeler listesinin ilk sırasına bin yıl süresince dünyanın en büyük katedrali olarak anılan Ayasofya’yı yazmak gerek. Günümüzdeki görünümünü 532-537 yılları arasını kapsayan üçüncü tekrardan inşa süreci sonunda edinen görkemli yapının İslami ayrıntılar ilave edildikten sonra camiye dönüştürüldüğü süre dilimi, İstanbul’un Osmanlı hâkimiyetine geçmesinden derhal sonraya denk geliyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği doğrultusunda müze haline getirilen yapının bahçesinde bazı Osmanlı sultanlarının mezarları bulunuyor. Ayasofya’da meydana getirilen mozaik onarımlarıyla kubbedeki altı kanatlı melek tasvirinin yüzünü 160 yıl süresince örten sıva kaldırıldı ve 2009’da meleğin yüzü ortaya çıkartıldı.
2. Sultanahmet Camii

İstanbul Zamanı Yarımada‘da Ayasofya ile beraber en oldukca ziyaret edilen mukaddes mekan Sultanahmet Camii. Kentteki 6 minareli tek cami olma hususi durumunu taşıyan dini yapının, I. Ahmet ‘in emri doğrultusunda eskiden Büyük Saray’ın bulunmuş olduğu yere 1609-1616 yılları aralığında inşa edilmiş olduğu biliniyor. İç kısmını süsleyen çinilerinden dolayı “Mavi Cami” adıyla da anılan yapının külliyesinde geçmişte medrese, çarşı, darüşşifa, imaret ve türbe olarak kullanılmış bölümler yer ediniyor.
3. Kapalıçarşı

Zamanı atmosfere haiz mekânlarda alışveriş yapmaktan hoşlanıyorsanız İstanbul gezilecek bölgeler listenize Kapalıçarşı’yı kesinlikle ilave edin. İncelenen çeşitli kayıtlar, kökenleri kentin Bizans hâkimiyetinde olduğu döneme kadar uzanan çarşının Fatih döneminde inşa edilmiş bulunduğunu kanıtlıyor. Günümüzdeki görünümünü ise II. Abdülhamit döneminde kazanan çarşı, bünyesinde Sandal ve Cevahir adlı 2 bedesteni barındırıyor. Bugün altın alışverişinin şehirdeki en mühim noktası olan Kapalıçarşı’da kuyumcuların yanı sıra otantik hediyelik eşyalar, el tasarımı takılar, deri tasarım ürünleri ve el dokuması halılar satan dükkanlar da var.
4. Topkapı Sarayı

1460-1478 yılları aralığında inşa edilen Topkapı Sarayı, Sarayburnu’ndaki 700 bin metrekarelik alanı kaplıyor. 400 yıl süresince imparatorluğun yönetildiği saray, iç içe geçmiş 4 avludan oluşuyor. 1924’te Cumhuriyet periyodunun ilk müzesi haline getirilerek halka oluşturulan ihtişamlı yapıda, 300 bin parçalık koleksiyon sergileniyor. Osmanlı’nın çeşitli dönemlerine ışık tutan bu benzeri olmayan koleksiyon kadar Divan-ı Hümayun, Bağdat Köşkü, Harem bölümleri de oldukça ilgi görüyor. Sarayı ziyaretiniz esnasında ek olarak Mukaddes Emanetleri de görebilirsiniz.
5. İstanbul Arkeoloji Müzesi

Türkiye‘de müze olarak inşa edilen en eski yapı unvanına haiz İstanbul Arkeoloji Müzesi, Sirkeci Gülhane Parkı’nda. Ayasofya, Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı şeklinde yapılarla aynı rotada konumlanan müzede çeşitli kültürlere ilişkin bir milyondan fazla yaratı sergileniyor. Dünyanın önde gelen arkeoloji müzeleri içinde bulunan müze, Arkeoloji Müzesi, Eski Doğu Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak suretiyle üç ana birimden oluşan müzeler kompleksi. Arkeoloji Müzesi, 1887-1888 yıllarında, devrin en mühim keşfi olarak kabul edilen Sidon (Sayda, Lübnan) Kral Nekropolü Kazılarından İstanbul’a getirilen İskender Lahdi ve Tabnit Lahdi şeklinde mühim eserlerin sergilenebilmesi amacıyla 1891 senesinde ziyarete açılmış. Müzenin kurucusu Kazıbilimci, Ressam ve Müzeci Osman Hamdi Bey.
6. Türk ve İslam Eserleri Müzesi

İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, devletimizde Türk-İslam eserlerini kapsayan ilk müze olarak anılıyor. 1914’te Süleymaniye Medresesi’nin imaretler bölümünde kurulan müze, 1983’te İbrahim Paşa Sarayı’na taşındı. Sultanahmet Meydanı’nın batısında bulunan ve sultan sarayları haricinde günümüze ulaşan tek hususi saray olan müze binasının zamanı 16. yüzyıla uzanıyor. Müzede İslam dünyasının değişik bölgelerinden gelen el yazmaları, cam eşyalar, taş ve pişmiş toprak eserler, metal ve seramik objeler sergileniyor. Dünyanın en varlıklı 13-20. yüzyıl el işi Türk halıları koleksiyonu da bu müzede.
7. Galata Kulesi

İstanbul’un simge yapılarından Galata Kulesi, Beyoğlu’nun Galata semtinde yer ediniyor. 528 senesinde inşa edilen kulenin İstanbul Boğazı ve Haliç’i panoramik olarak gören manzarası büyüleyici. UNESCO Dünya Mirası Geçici Sıralaması’nde yer edinen Galata Kulesi, 2 ayrı asansörle ziyaretçilerine hizmet veriyor. Kulenin üst katında restoran ve kafe olarak kullanılan bölümün de manzarası şahane. Kule yerden 66.9 metre, deniz seviyesinden ise 140 metre yükseklikte.
8. Rahmi M. Koç Müzesi

1994 senesinde kapılarını ziyarete açan Rahmi M. Koç Müzesi, eski Hasköy Tersanesi’ni de kapsayan Haliç kıyısındaki geniş bir alanda faaliyetlerini sürdürüyor. Değişik kategorilere ayrılmış varlıklı koleksiyonu vesilesiyle her yaş grubundan bireyi rahatça ilgisini çekebilen kültürel tesiste değişik amaçlar için üretilmiş motorlu taşıtları, modelleri, bilimsel aletleri ve oyuncakları araştırma fırsatı bulabilirsiniz. Eğer müzeyi ziyaret ettiğiniz gün hava şartları uygunsa buğu gücüyle çalışan teknelere binerek Boğaz’ı turlayabilirsiniz.
9. Dolmabahçe Sarayı

Tasarımında geleneksel “Türk Evi” stiline ek olarak Avrupa kökenli değişik mimari anlayışlardan da izler barındıran Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı’nın son dönemlerine ışık tuttuğu için gezginler tarafınca çoğunlukla İstanbul’da gezilecek bölgeler listelerine dâhil ediliyor. Sultan Abdülmecit’in talimatıyla 1856’da inşa edilen saray, meşhur Mimar Garabet Balyan ve oğlunun imzalarını taşıyor. Mustafa Kemal Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu odanın da ziyaret edilebildiği rehberli turlara katılarak Mabeyn, Muâyede Salonu ve Harem bölümlerini gezebilirsiniz.
10. Kız Kulesi

Atinalı Alkibiades tarafınca inşa ettirilen Kız Kulesi’ne, Üsküdar Salacak’tan kalkan teknelere binerek birkaç dakika içinde rahatça ulaşabilirsiniz. Yüzlerce yıl süresince Boğaz’daki vapur trafiğini denetlemek ve deniz yolu taşıtlarından vergi toplamak amacıyla kullanılan kule, konumu sebebiyle birçok efsanede başrolü oynuyor. 1995-2000 yılları aralığında meydana gelen kapsamlı yenileme emekleri sonucunda halka oluşturulan kulede ufak bir müze ve restoran bulunuyor.