Kişisel krizle birlikte gelen beş duygu

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kişisel krizle beraber gelen değişik duyguların analizi, negatif bir durumdan sonrasında iyi mi ilerleyeceğiniz mevzusunda düşünce sahibi olmanızı sağlayabilir. Bu iç gerçeklikleri yeteri kadar yönetebilmeniz, dirençli olabileceğiniz anlamına gelir.

Kişisel bir krizle gelen duygular, sizi durdurma potansiyeline haizdir. Mevcut koşullarınızda yaşanmış olan bu ani ve beklenmedik değişim sizi, ruhsal olarak hazır olmayabileceğiniz negatif duygulara sürükleyebilir. Acı, ıstırap, belirsizlik, korku… Bu iç gerçekliklerin oynadıkları görevi anlamanız, ortaya çıktıklarında onlara etkili bir halde çözüm bulmanızda destek olabilir.

Peki, bunu iyi mi yapacaksınız? Bir çok insanoğlunun bilmiş olduğu şey, kişisel bir krizde oldukları süre düşünmek için ve iyi kararlar vermeye yönelik olarak zihinsel netlik için oldukça azca süre olduğudur. Bir tür güçlük ortaya çıkmış olduğu süre bunun sonucu korku olur. Bu durum normaldir ve hatta olması muhtemeldir.

İnsan beyninin hala esas olarak içgüdü ve ilkel müdafa mekanizmalarına dayalı olarak çalıştığını ihmal etmeyin. Bu yüzden içsel durumunuzdaki bir tehdidi ya da değişikliği algıladığınız, hissettiğiniz ya da tespit ettiğiniz süre genel olarak ortaya çıkan tepki şudur: koşma arzusu. Korku, her şeyi denetim eder ve denge ve sağduyu ile düşünmek oldukça zor olur.

Ilk olarak bir an için durmamız ve “krizin” ne anlama geldiğini tanımlamamız iyi olacaktır. “Kriz”, Yunanca’dan gelmektedir ve aynı düşünce çevresinde birleşen çeşitli anlamlara haizdir: karar, yargı, çözüm ve anlayış.

Bu tarif, rahat bir gerçeği anlamanıza destek olacaktır. Kriz, sizi korkularınızla yüzleşmeye ve yeni kararlar verebilmeniz için bunların üstünde çalışmaya zorlar. Bu sayede hayatınızda yeni bir sayfa açabilirsiniz.

Sadece bu noktaya ulaşmadan önce krizin yapısını idrak etmek ve krize hangi duyguların dahil bulunduğunu bilmek gerekir. Gelin, kişisel kriz terimini birazcık daha derinlemesine inceleyelim.

“Eski olan ölmediğinde ve yenisi hemen hemen ortaya çıkmadığında kriz meydana gelir.”

Bertolt Brecht

Kişisel kriz nedir?

Albert Einstein, kriz olmadan hiçbir mükafatın olmadığını söylerdi. Einstein, içimizdeki en iyinin, bu sıkıntılı anlarda gelişebileceğini gösterdi. Her krizde rüzgar, bizi devam etmeye teşvik eden bir okşayış gibidir. Bu fikirler bizlere esin verip motive edebilse de istikrarsızlık, belirsizlik ve korkunun sizi denetim etmeye çalmış olduğu bu anlamış olur ile yüzleşmenin kolay olmadığı ortadadır.

Öteki taraftan her insanın bilincinde olduğu bir öteki şey ise tüm krizlerin aynı olmadığıdır. Krizlerden bazıları, fizyolojik ve duygusal dengemize yönelik açık tehditlerdir. Sadece öteki zamanlarda krizler, değişiklik yaratan ani olaylardır. Bu değişiklik karşısında bir tür tepki üretmek gerekir.

Kişisel kriz terimi elbet ki karışıktır ve pek oldukça durumu içerebilir. Hekim Donald Coates ve Katherine Eastman tarafınca meydana getirilen bir araştırmada bu durum açıklanmaktadır. Değişime ve zorluğa dair bu geçici durumlar, sonsuz bir kaynağa haizdir ve bizi her yaştayken etkileyebilir. Aynı şekilde bir çok durumda bunlar, aynı iç gerçekliklerin ya da duyguların ortaya çıkmasıdır.

Kişisel krizle gelen 5 duygu

Korku (Buna hazır değilim, korkuyorum)

Korku, beyindeki amigdala tarafınca düzenlenen bir duygudur. Bu duygusal gözcünün işi, bir tür tehdit tespit edildiğinde korku tepkisi üretmektir. Amigdala ek olarak düzgüsel zihinsel dengenizi değiştirmekle tehdit eden beklenmedik vakalarda da korku yaratabilmektedir.
Mesela; işi, arkadaşlığı, bir aile üyesini yitirmek ya da sizin için mühim olan bir şeyi geride bırakmak benzer biçimde hayatınızda meydana gelen mühim değişimler, bu ezici duygunun, doğrusu korkunun kapısını açabilir.

Hiddet (Bu niçin benim başıma geliyor?)

Kimi zaman öfkenin yanı sıra kızgınlık ve kafa karışıklığı da hissedebilirsiniz. Kişisel bir krizden geçen kimse, kendini şu soruları sormaktan alıkoyamaz: Niçin ben? Bu duyguyu hissetme süreci oldukça normaldir. Değişiklikle beraber hiddet yaşamak, bunun bulunduğunu kabullenmeyi reddetmek ve hatta yanlış anlaşıldığını sezmek yaygın olarak görülmektedir.

Arzulanan durum, yavaş yavaş kabul etmektir. Sadece kişisel krizden geçen kimse, bu aşamadan ilkin hiddet dalgalanmaları hissedecektir.

Değişime direnme (Kuvvetsiz hissediyorum, hiçbir şey yapamıyorum)

Kişisel krizle beraber başlangıçta gelebilecek duygulardan bir öteki ise güçsüzlüktür. Hiddet ve kafa karışıklığından değişik olarak bu durumda, olan biten şeyleri değiştiremeyeceğiniz fikri ter alır. Mesela, eşi tarafınca terk edilen kimse, “Dünya benim için bitti, tekrar asla mutlu olamayacağım” diye düşünebilir.

Aile üyelerinden birini kaybeden bir kimse şu şekilde düşünebilir: “Dünya durdu ve geri dönüşü yok, her şey bitti”. Bunlar, bir krizin ilk aşamalarında tekrarlanan fikirlerdir. Yapılacak en iyi şey, bu duygulara sarılmaktan ya da onları kalıcı hale getirmekten kaçınmaktır.

Bunun yerine size başkalarının yardım etmesine izin verin, bu sayede bakış açınızda değişimler meydana getirebilirsiniz.

Direnme, kişisel krizle gelen duygulara dayanmaktan gelir.

Utanç ve hastalık seçimi duygular (Herkesten ve her şeyden uzak kalmak isterim)

Bazı insanoğlu, kendilerini belli durumlarda görmekten utanırlar. Bazıları ise kendilerini rahatsız hisseder ve herkesi ve her şeyi reddetme eğiliminde olur. Neredeyse tüm durumlarda soyutlanmayı istemek, şu anki gerçeklikten uzak durmak ya da yalnız kalmak yaygın olarak görülür.

Kişisel kriz sonrası sınırı olan bir süre süresince kendini tanımak ve iç gözlem yapmak iyi şeyler olabilir. Bunu yapmak, düşüncelerinizi tekrardan düzenlemenize ve yeni gerçekliğe uyum sağlama sürecini başlatmanıza destek olabilir. Sadece iyileşmeniz için duygusal olarak yavaş yavaş başkalarına açılabilmeniz gereklidir.

Duygusal acı (İncinmiş, kederli ve felce uğramış benzer biçimde hissediyorum)

Acının, yaşamın bir parçası bulunduğunu söyleyebilirsiniz. Sadece bunu kendi hayatınızda yaşamanız söz mevzusu olduğu süre bunun adaletsiz, beklenmedik olduğu ve hatta kimi zaman dayanılamayacak kadar büyük göründüğünü fark edebilirsiniz.

Hakkaten de kişisel krizle beraber gelen öteki duygular, duygusal acıyı oluşturan duygulardır. Üzüntü, ıstırap ve umarsızlık benzer biçimde duygular, sizi devamlı inciten ve iyi mi rahatlayacağınızı bilmediğiniz içsel bir yaranın bulunduğunu gösterir.

Bu duygusal acının varlığını net bir halde düşünmenize, kabul etmenize ve tanımanıza ve bu duyguyu geçerli kılmanıza ne destek olabilir? Ruhsal başa çıkma stratejiler,, dengenizi tekrardan kazanmanıza destek olabilir. Tüm bu içsel duyguların yavaş yavaş akmasına ve azalmasına izin vermeniz, acınızdan kurtulmanızı elde edecektir. Ek olarak travmayı atlatmak için yeni kararlar yaratmanıza da destek olabilir.

Netice olarak kişisel krizle gelen tüm bu duyguları idrak etmek, dayanıklılığınızı güçlendirmenize destek olacaktır. Bu süreç, kolay ya da süratli bir süreç değildir. Bir tek birkaç günde ya da haftada bir krizin üstesinden gelemezsiniz. Bu acı verici duygularla yüzleşme sürecinden geçmeniz gerekir.

Her sıkıntılı adım ile beraber umursamaz hale geleceksiniz, kalbiniz daha çok sakinleşecek ve zihniniz daha esnek, yenilikçi ve yaratıcı hale gelecektir. Eninde sonunda, yalnız rahatlamakla kalmayacak, bununla beraber yeni ve görkemli yollar da bulacaksınız.

www.aysetolga.com

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
cool
Cool
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Viyana Blog - Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!