Legoland’de Yapabileceğiniz Her Şey| Alem Dergisi

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Lego’nun doğduğu topraklardan herkese merhaba! Lego bu sene 90. yılını kutluyor. Biz de geçtiğimiz ay keyifle, hayranlıkla ve sonsuz bir yaratıcılıkla oynamaya doyamadığımız Lego’nun anavatanı; Danimarka’nın Billund şehrindeydik. Lego’nun, 6.700 nüfuslu küçücük bir şehirde, yılda bir buçuk milyon ziyaretçi ağırlayıp, nasıl bir dünya markasına dönüştüğünü yakından görmek şahane bir deneyimdi. Billund’a gitmek, THY’nin direkt uçuşlarıyla sadece üç buçuk saat sürüyor. Havalimanı ile Legoland arası beş dakika, şehir merkezi ise sadece sekiz dakika. İlk işimiz, Legoland’e yürüme mesafesindeki otelimize, daha doğrusu şatomuza yerleşmek oluyor. Biz konaklama için Legoland Castle Hotel’i tercih ettik, bunun dışında Legoland’in tam içinde yer alan Legoland Resort Hotel de tercih edilebilir.

Legoland tam 65 milyon Lego parçasından oluşan bir eğlence parkı. Sadece çocuklar için değil, biz de inanılmaz keyif aldık. Legoland’e gitmeyi planlıyorsanız önden yapmanızı tavsiye edeceğim birkaç minik tüyom var. Biletinizi online satın almanız bunlardan ilki. Kapılar 10:00’da açılıyor, sıra oluyor ama hızlı ilerliyor, bilet için ayrı sıraya girmemek adına önden almakta yarar var. Biz bu ziyareti bir güne sığdıramadık, bence iki günlük bilet almakta yarar var, daha hesaplı oluyor. Legoland’in uygulamasını hemen cep telefonunuza indirmenizi; kendiniz ve çocuğunuz için deneyimlemek istediğiniz aktiviteleri seçerek bir plan oluşturmanızı da öneririm. Gitmek istediğiniz yer haritada nerede, boy ve yaş sınırı nedir, kaç dakika sıra bekleyeceksiniz; hepsi elinizin altında, çok pratik.

Girişte hemen sağda emanet dolaplarından kiralayabilirsiniz; biz yedek eşyalarımızı, yağmur ihtimaline karşı yağmurluk gibi elimizde bize yük olacak malzemeleri dolaba koyduk. Hemen yan tarafından çocuk arabası kiralayabilirsiniz. Hem çantanızı askısında taşımak, hem de yorulan çocuklarla oradan oraya daha hızlı hareket etmek için ideal. Girişte yine her türlü kaybolma ihtimaline karşı çocuklar için telefonunuzu, isminizi yazabildiğiniz bileklik takmanız da önemli. Bir güneşli, sonrasında kısa süreli de olsa sağanak yağışlı geçen havaya karşılık hafif bir yağmurluk bulundurmak da almanız gereken tedbirlerden. Bazı aktivitelerde hayli ıslanıyorsunuz. (Yağmurluğunuz yoksa, dışarıdaki kurutucuları kullanıp kıyafetlerinizi üstünüzde kurutabilirsiniz.)

Lego’nun Hikayesi

Mobilya üretimi yapan bir marangoz olan Ole Kirk Christiansen, 1932 yılında atölyesinde tahta oyuncaklar yapmaya başlıyor ve oluşturduğu markaya Lego adını veriyor. Danimarka dilinde “Leg Godt” (iyi oynamak) deyiminden türeyen Lego, aslında Latince’de “bir araya getirmek” anlamına geliyor. Tam da adının hakkını veren bir oyuncak değil mi? Yıllarca ahşap oyuncaklardan oluşan Lego, 1949 yılında plastik parçalar olarak üretilmeye başlıyor ve tüm dünyadaki en popüler oyuncaklardan birine dönüşüyor. Bu küçücük nüfuslu şehrin kalbi Lego ile atıyor ve yılda 1,5 milyon turist ağırlıyor.

Billund’da Legoland dışında yapılacak ve görülecek daha bir dolu yer var. İkinci durağımız; Lego House oluyor. Legoland tema parkında yeterince eğlenceye ve heyecana doyduk sandık ama yanılmışız. 25 milyon Lego parçasına ev sahipliği yapan Lego House’da sadece çocukların değil, büyüklerin de hayal gücünü sınırsız kullanabileceği bir alan yaratılmış, teknoloji ile birleştirilmiş. Bu anılar sizinle beraber evinize kadar dönsün diye yarattığınız her şeyi kaydeden bir bileklik bile tasarlanmış. Lego parçalarını fiziksel olarak birleştirip balık yapıp, dijital ortamda okyanusa da attık, kendi karakterlerimizi yaratıp dans da ettirdik. Hatta, yemek siparişimizi bile renklerine göre belirlenmiş Lego parçalarıyla hazırlayıp dijital ortama verip, garsonlardan değil, Lego robotlardan teslim aldık. Lego House planı yaparken Mini Chef rezervasyonunuzu da mutlaka gitmeden önce yapın.

Lego’ya ev sahipliği yapan Billund’da tema parkının yanı sıra su parkları, hayvanat bahçeleri ve müzeler de dahil olmak üzere daha keşfedilecek çok yer var. İçinde macera dolu bir tırmanma kulesi ve turbo hızda su kaydırağı bulunan, İskandinavya’nın en büyük Tropikal Su Parkı Lalandia var. Valize havlu ve mayo atmayı da unutmayın. Ülkenin en büyük hayvanat bahçesi olan Givskud Hayvanat Bahçesi’nde kendi aracınızla safariye çıkabilir, çocukların özellikle bayılacağı dinozor parkı keşfedebilirsiniz.

Açık havada keyifle vakit geçirebileceğiniz diğer bir adres ise WOW Park. Ağaç evleri ve gizli kulübeleri keşfetmenin yanı sıra, devasa yürüyüş yollarından oluşan bir ağ üzerinde, Billund yakınlarındaki yirmi sekiz dönümlük bir ormanda koşma imkanı sağlıyor. Eğer araba kiralarsanız, yarım saat mesafedeki Vejle de ajandanızda mutlaka olsun. 2018’den bu yana sürdürülebilir turizme odaklanan Vejle, 2020-22 yılları arasında “Danimarka’nın En Güzel Alışveriş Kasabası” seçilmiş. Bizim de gezme şansı bulduğumuz; bilim ve deneyim merkezi olan Økolariet’te çocuklar doğa, çevre, enerji, iklim ve inovasyon hakkında bilgi edinebilir. Vejle’de aynı zamanda, 1994’ten beri UNESCO Dünya Mirası himayesinde olan Vikinglerin heyecan verici dünyasını ve Jelling Anıtları’nı keşfedebilirsiniz.

Şehrin simge yapılarından biri haline gelen ve birçok mimari ödül almış Bølgen binaları ise şehrin modern mimarisine örnek, mutlaka görülmesi gereken yapılardan biri. Kültür sanat düşkünleri için de harika seçenekler var! Avrupa’nın en iyi sanat müzelerinden biri olan Aros’a ve birçok müzeye ev sahipliği yapan Aarhus şehri, sanatseverlerin mutlaka uğraması gereken yerlerin başında yer alıyor. Arnavut kaldırımlı sokakları ve yarı ahşap evleriyle Ribe kasabasında eski dünyanın büyüsüne kapılırken, Hex! Müzesi’nde 16. ve 17. yüzyıllardaki cadı avı hikayeleriyle şaşırabilirsiniz.

Funen Adası’nda bulunan Hans Christian Andersen Müzesi ise peri masalı labirentiyle tamamlanan büyülü bahçesi ile masal sevenlerin kaçırmaması gereken yerlerden. Alışılagelmiş turistik yerlerin ötesine geçmek isterseniz, Danimarkalı sanatçı Thomas Dambo’nun geri dönüştürülmüş malzemeler kullanarak yaptığı ve ülke çapında farklı noktalara yerleştirdiği dev trol heykellerini görmek için eğlenceli ipuçlarını takip ederek trol avına çıkabilirsiniz. Ailece gezilecek şehirler sıralamasında ilk sıralarda yer alan ve yılda yaklaşık 1,5 milyon turist ağırlayan Billund’un sizin de tatil planlarınızda bir alternatif rota olması dileğiyle.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
cool
Cool
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Viyana Blog - Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!