
İçişleri Bakanlığı ve güvenlik yetkilileri, Corona tedbirlerine karşı protestoların artmasını ve daha köktencilik hale gelmesini ve medya ve gazeteciler için somut bir tehdit olarak görülmesini bekliyor. İçişleri Bakanı Gerhard Karner (ÖVP), dün medya temsilcileriyle yapmış olduğu görüntülü görüşmede duyurduğu şeklinde, bundan dolayı “ağ bağlantılı bir değişiklik” oluşturmak istiyor.
Bakan, gösterilerde “gazetecilere hakaret ve rahatsızlık”, medya evlerinin önündeki mitingler – tüm bunların medyayla “devam eden temasa” yol açtığını söylemiş oldu. Kamu Güvenliği Genel Müdürü Franz Ruf, gösteriler öncesinde “davranış eğitimi” şeklinde “önleme teklifleri” ve gösterilerdeki medya bağlantıları ve bağlantı görevlilerinin kendilerinin adını verdi.
Ruf’a gore, polis memurları ve sıhhat meslek mensupları şeklinde gazeteciler de maruz kalan bir gruba ilişik. “Gözdağı, tehdit ve kimi zaman sertlik” not edilmelidir. “Sizi temin ederim ki, bu tür saldırılar olması durumunda tutarlı adımlar atacağız.” Buna karşılık, medyanın tehditlerle ilgili detayları derhal yetkililere bildirmesi isteniyor.
Yeni Devlet Güvenlik (DSN) Direktörü Omar Haijawi-Pirchner, “Giderek daha çok hücum ve medya temsilcilerini yıldırma girişimleri görüyoruz” dedi ve ek olarak şunları altını çizdi: Polis çoğu zaman “önleme ipuçları” için hazırdır. Anayasayı Koruma Dairesi’nin bakış açısından, protestoların devam eden radikalleşmesinin “yüksek düzeyde” bir tehdit bulunduğunu belirtiyor.
Devlette “dördüncü mülk”
Toplumsal bilimci Nicolaus Stockhammer, medya temsilcilerinin niçin hedef alındığını deklare etti. “Gazeteciler sistemin bir parçası olarak Corona politikasında kabahat ortağı olarak görülüyor” – sonuçta medya da eyalette “dördüncü güç” olarak etkinlik gösterdi. Ek olarak medyanın “düzmece haber” yaymış olduğu ve demoları haber icra eden gazetecilerin “teşhir edilmiş olduğu” suçlaması var.