Avrupa’daki seyahat noktalarının Türklerce en oldukca talep görenlerinden biri Prag. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti olan kent genel olarak oldukça pahalı, Orta ve Batı Avrupa’daki birçok şehir şeklinde benzer mimari özelliklerle öbürlerinden değişik pek bir şey sunmuyor turistlere. Pazarlama ve tanıtım faaliyetleri ile turizmden yüksek kazanç elde ediyor kent ve ülke.
Prag’ın bu kadar tutuluyor olmasının sebebi ucuz paket turlar içine komşu Macaristan ve Avusturya ile olan kolay ulaşım imkanları ile dahil edilmesinin mühim bir oranı var diye düşünüyorum. Avrupa para birimine gore yarı yarıya değerde olan Türk Lirası Çek Cumhuriyeti’nde o şekilde küçülüyor, o şekilde küçülüyor ki yaşam Prag’da Türklere oldukca zor hakikaten!
Akşam saatlerinde soğuk hava ile adım attığımız Prag’da Macaristan’daki ilkel otelimize gore fazla konforlu ve heybetli bir otelle karşılaştığımıza şükrediyoruz. Otel resepsiyonundan aldığımız kolay ulaşım taktikleriyle ilk akşamımızı bir şeyler yiyip içerek, genel bir Prag turu yaparak değerlendirelim istiyoruz.
1 avro ortalama olarak 25 korunaya denk geliyor. Kentin ana arterlerini sarıp sarmalayan metroda tek yön aktarmasız gidiş bileti 26 koruna, ilave aktarmalı seyahat için kullanılacak bilet ise 28 koruna değerinde. Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonrasında ülkenin ortalama % 80’lik kısmı ateistliği seçmiş. O yüzden Prag ve ülke genelindeki ibadethanelerin birçoğu kültür-sanat etkinliklerinde kullanılıyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda yalnız bir tane bomba düşen şehir, cenk genelinde Avrupa’da minimum hasar alan şehir olmuş. Hitler “kentin anahtarını bana teslim etmezseniz Prag’ı yok ederim” diye tehdit edince Prag anında teslim olmuş Hitler’e. Anahtar Hitler’in eline temsili olarak geçmiş; Hitler’in tankları cirit atmış sokaklarda. Bu yüzden Çeklerin tarihlerinde anlatacakları kahramanlıkları yok, bu durumdan fazlasıyla rahatsızlar. Resmi kurumların ve temsilciliklerin önünde bekleyen heybetli askerler paralı çalışıyor, ülkenin resmi ordusu ve günvenlik endişesi yok!
***
Soğuk havalarda Çeklerin büyük çoğunluğunun yapmış olduğu şeklinde bizlerde birazcık ısınma adına bira içelim istiyoruz. Çek Cumhuriyeti dünyanın en değişik çeşitlere haiz biralarıyla meşhur. Belçika ile birlikte yüzlerce değişik çeşit biralarıyla bu endüstriden para kazanıyorlar.
1 litrelik dev biralar 80 krona şeklinde fiyatlarla satılırken, yarım litrelik biralar ise 40 ile 60 krona içinde değişen fiyatlara haiz.
Prag sokaklarında yürüyüş yaparken aman diyelim Türkçe sövgü edip rahatlayım diye düşünmeyin. Prag’da Çeklerden oldukca Türkler var. Senenin her periyodu turlarla akın akın ülkeye gelen Türkleri gezinsel alanlarda, meydanlarda, kafelerde, restoranlarda görmek mümkün.
Ülkenin en büyük problemi olarak gördüğüm durum ise esnafın terbiyesizlik kat sayısı. Bir restorana ya da kafeye oturduğunuzda garsonlar müşteriye insan dışındaki bir varlıkmış şeklinde davranıyorlar. Türklerdeki “tok satıcı” deyimi kesinlikle Çekler için yaratılmış. Fazlaca popüler bir meydanın yanında oldukça yüksek fiyatlarla hizmet eden bir kafede bile garson müşteriyi paylayabiliyor. Herhangi negatif bir cümle sarfettiğinizde sizi ciddiye dahi almıyorlar. Bu yüzden esnafla polemiğe girmeye çalışmayınız.
***
Mühim caddeler ve metro istasyonlarında döviz büroları mevcut. Paranızı kesinlikle bu yerlerden kurları inceleyip bozdurun. Yoksa saçma sapan komisyon alanlara rastgelip paranızın pul olmasına tanık olabilirsiniz.
Sokaklar evsiz alkol ve uyuşturucu bağımlılarıyla dolu. Attığınız sigara izmariti için kavga edenlere rastlayabileceğiniz şeklinde sizden sigara isteyenlerde olabilir. Sakin olun. Bu kişilerin Türkiye’de ekmek parası isteyen versiyonları bulunduğunu aklınıza getirin.
Bir buzdolabı süsüne dört avro, kupaya sekiz avro vererek hediyelik eşya alabilirsiniz. Avrupa ülkeleri içinde pahalılık mevzusunda Avusturya ile başı çekiyor Çek Cumhuriyeti. Sadece bu şekilde gelen turiste para harcatıyorlar. Şahıs başına düşen gezgin harcamasında dünyada ilk 10 içinde olan Prag’a cepte parayla uğramakta yarar var.
