Ne düşündüğünüzü biliyorum: “Düşünmenin doğru ve yanlış bir yolu bulunduğunu mu söylüyorsun?” Bu probleminin cevabı hayır. Demek istediğim şey, bazı düşünme yollarının bizlere destek olmaktan oldukça daha çok sorun yaratabilmesi. Bazı örnekleri şöyleki:
Ya Hep ya Asla Düşüncesi
Ya hep ya asla düşüncesi aynı kulağa geldiği gibidir. Bir şeyin ya iyi ya da fena olduğu, ya başarı göstermiş ya da başarısız olduğu üstüne kuruludur. Siyah beyaz olarak görmektir ve gri tonları görememektir. Doğrusu iyi ve fena olmayan sadece averaj olan şeyleri fark etmemektir. Ya hep ya asla fikir seçimi kendimize oldukça fazla baskı kurmamıza sebep olur şu sebeple başarısız olursak kendimizi sevebileceğimizden daha azca severiz.
Aşırı Genelleme
Aşırı genelleme temel olarak olan bir şeyi düşünmek ve ondan sonra onu oldukça fazla genelleyerek hayatınız süresince o şekilde olacağını düşünmektir. Temel olarak oldukça fazla genel düşünmektir. Bir keresinde bir iş dostunuz size karşı fena davranılmış olduğu için diğerlerinin de fena davranacağını düşünmektir. Aşırı genelleme pek oldukça şeye ikinci bir talih vermemize engel olur şu sebeple geçmiş deneyimimiz iyi olmamıştır. Bizim yaşamı tam olarak deneyimlememize engel olur.
Zihinsel Filtre
Zihinsel filtreye haiz olmak, bir tür kanıtı filtrelemektir. Zihinsel filtre kullandığımızda, belli bir durumun pozitif yanını pas geçer ve bir tek negatif yanını algılarız. Bu yüzden başarısızlıklarımıza odaklanırız ve başarılarımızı görmeyiz. Zihinsel filtre kendimize oldukça fazla yüklenmemize sebep olur şu sebeple düşünebileceğimiz tek şey her durumda negatif olmak ve iyi gitmeyen şeylere odaklanmaktır.
Pozitifleri Elemek
Pozitifleri elemek zihinsel filtre gibidir sadece burada pozitifi filtrelemezsiniz sadece onun bir tek şanstan dolayı bulunduğunu düşünürsünüz. Başınıza gelen pozitif yönde şeylerin kontrolünüz dışındaki bir durumdan kaynaklandığını ve bundan dolayı sayılmayacağını düşünürsünüz. Bu durum ek olarak başınıza gelen pozitif yönde şeylerden gurur ve mutluluk duymanıza da engel olur şu sebeple sizinle bir alakası yoktur.
Felaketleştirme
Felaketleştirme, o şekilde olmayan bir şeyi yıkım şeklinde görmektir. Şeyleri orantısından çıkartmak ve olabileceklere dair bir tek en fena neticeleri düşünmektir. Dostunuz doğum günü partinize gelmediği için otomobil kazası geçirdiğini düşünmek gibidir. Felaketleştirme devamlı olarak stres yaşamanıza sebep olur şu sebeple bir şey olması gerektiği şeklinde gitmezse, fena bir şeyin bulunduğunu düşünürsünüz.
Duygusal Sebeplendirme
Duygusal sebeplendirme, işlere sebep bulmak için duyguları kullanmaktır. Başka şekilde olduğuna dair kanıtlar olsa da duygusal tepkinizin bir şeyin doğru bulunduğunu kanıtladığını düşünmenizdir. Okulda geçen yıllarda iyi notlar alsanız bile o şekilde hissettiğiniz için aptal olduğunuzu düşünmek gibidir. Duygusal sebeplendirme duyguların önümüze geçmesine sebep olur ve doğru olmayan sonuçlara varılmasını sağlar.
Fişleme
Fişleme, bir şey yada birisine etiket koymaktır. Bir tek kendimizi değil, bir başkasını da belli bir zamandaki davranışına gore yargılamaktır. Birisinin yapmış olduğu bir şeyin aniden onun kim bulunduğunu tanımladığını düşünürsünüz. Bunun bir tek bir davranış bulunduğunu ve onun kim bulunduğunu göstermediğini umursamazsınız. Fişlemek bizi negatifleştirir ve bundan dolayı kendimize de negatif konuşuruz. Kendimizle negatif şekilde konuşmanın hiçbir faydası olmaz.
Hızlıca Sonuca Varmak
Hızlıca sonuca varmak doğru olduğuna dair yeterince kanıt olmamasına rağmen bir sonuca varmaktır. İki tipi vardır: zihin okuma ve falcılık. Zihin okuma ve falcılık tam olarak kulağa geldiği gibidirler. Zihin okuma, kişinin düşünceleri okuyabildiğini düşünmesi ve vakalara daha olmadan tepki verebildiğini düşünmesidir. Falcılık ise geleceği tahmin edip iyi mi sonuçlanacağını hiçbir informasyon olmaksızın tahmin etmektir. Sonuca atlamak deneyebileceğimiz şeylerden vazgeçmemize sebep olur.
Kişiselleştirme
Kişiselleştirme, tamamen sizin suçunuz olmasa bile bir mevzuda tüm sorumluluğu üstünüze almanızdır. Bir şeyin olmasının tek sebebinin kendiniz bulunduğunu düşünürsünüz ve o şeyin olmasında başka faktörlerin devrede olabileceğini düşünmezsiniz. Ek olarak sizin hatanız olan bir mevzuda tamamen başkalarını da hatalı görebilirsiniz. Kişiselleştirme, öteki faktörlerin vakaya tesir edebileceğini görmenize engel olur ve faydadan oldukça ziyanı vardır.
Yapmalıyım, Etmeliyim Düşüncesi
Yapmalıyım, etmeliyim seçimi düşünceler, bir halde davranmamız icap ettiğini düşünmemizdir. Devamlı olarak stres yaratır ve başkalarının bizlerden beklentilerini karşılamazsak suçluluk hissetmemize sebep olur. Bu fikir tarzından kurtulursak hayatımızı başkalarının standartlarına gore yaşamak zorunda kalmayız. Böylece ne olmak istediğimiz ve ne yapmak istediğimize karar verebiliriz.
Doğrusu netice olarak, bu şekillerde düşünüyorsanız, işleri olması gerektiğinden daha fena hale getirebilirsiniz. Fakat ilk adım, bu şekilde düşündüğünüzü fark etmektir ve peşinden bu düşünceler ile savaşmak için sıkı çalışmaktır. Düşüncelerle savaşmak zor olsa gerek sadece kendinize inanır ve o yönde çaba gösterirseniz bunu yapabilirsiniz.
www.aysetolga.com