Merkez Bankası ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını gerçekleştirmiş oldu. Geçtiğimiz ay 100 baz puanlık indirime giden kurul, bu ay ise 200 baz puanlık indirimle siyaset faizini yüzde 18’den yüzde 16’ya düşürdü. Merkez’den meydana getirilen açıklamada, “Para Politikası Kurulu, siyaset faizi olan yedi gün vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 18’den yüzde 16’ya indirilmesine karar vermiştir.” denildi.
Merkez’in yapmış olduğu 200 baz puanlık indirim piyasa beklentilerinin üstünde gerçekleşti. Ekonomistler Merkez Bankası’ndan 50-100 baz puan içinde bir indirim bekliyordu.
Merkez’den meydana getirilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Küresel tutumsal faaliyette senenin ilk yarısında yaşanmış olan toparlanmaya karşın yakın dönemde açıklanan itimat endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye adım atmıştır. Aşılama oranlarındaki artışa karşın salgında yeni varyantlar küresel tutumsal etkinlik üstündeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış internasyonal ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanmış olan iklim koşullarının küresel besin tutarları üstünde negatif yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve internasyonal finansal piyasalar üstündeki tesirleri yakından izlenmekle beraber, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla beraber büyük seviyede geçici özellikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Öncü göstergeler yurt içinde tutumsal faaliyetin dış talebin de etkisiyle kuvvetli seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından negatif etkilenen hizmetler, gezim ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve tutumsal faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki kuvvetli artış eğilimiyle senenin geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için ehemmiyet arz etmektedir.
Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; besin ve başta enerji olmak suretiyle ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar benzer biçimde arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişimleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Öteki taraftan, kuvvetli parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üstündeki yavaşlatıcı tesirleri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı tesir halletmeye adım atmıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati siyaset çerçevesinin pozitif yönde tesirleri gözlenmeye adım atmıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişimleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede siyaset faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla beraber, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak siyaset faizinde meydana getirilen aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırı olan bir alan kalmış olduğu Kurul tarafınca değerlendirilmiştir. Kurul, ek olarak iklim ve öteki çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir siyaset olarak destekleme sonucu almıştır.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden kuvvetli göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yöntemiyle makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı pozitif yönde etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sıhhatli ve sürdürülebilir bir halde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını saydam, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.”
Karar öncesi 9,29 seviyesinde bulunan dolar, kararla beraber 9,49’a fırlayarak tüm zamanların en yüksek seviyesini görmüş oldu. Dolardaki yükselişe paralel olarak hareket eden altının gram fiyatı ise kararla beraber 532 liradan 544 lira seviyesine yükselerek 6 Kasım 2020’deki rekorunu tazeledi.
Haberler.com – Iktisat Haberleri

Haberi Kaydet