Venedik Karnavalı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Venedik’e gitmek için kim bilir en güzel zamandır Venedik Karnavalı. Eğer fotoğrafçılıkla ilgileniyorsanız senenin her mevsiminde masalsı kareler sunan bu İtalya şehri karnaval zamanı tam bir masal ülkesine dönüşür. Venedik ile özdeşlemiş bir Karnaval… Venedik Karnavalı… Geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanan bu karnaval, zaman içinde geleneksel hale gelmiş olarak her yıl 6- 16 Şubat tarihleri içinde düzenlenir hale gelmiş.

Karnavalın temeli Pagan kültüründe baharı karşılamaya dayanır. Takılan maskelerle toplumdaki toplumsal statü farkının eşitlendiği karnaval; başka bir düşünceye nazaran ise düklerin, yargıçların cemiyet içine karışarak data toplama ihtiyacından dünyaya gelmiştir.

Eski dönemlerde bayanların eğlence mekânlarına gitmesi hoş karşılanmadığından dolayı tanınmamak için maske takarak eğlence mekânlarına gelmelerinin zaman içinde karnavala dönüştüğü yönünde görüşler de mevcut. Netice olarak, kati olan tek şey var ki sebebi ne olursa olsun, yüzyıllar öncesinden bugüne oldukca keyifli ve dünyaca meşhur bir karnaval kalmış. Fotoğrafçıların dört gözle bekledikleri bir karnaval. Rengârenk kostümler giymiş ve maskeler takmış değişik değişik yaşlardan insanların oluşturduğu bir renk cümbüşü…

Bir film stüdyosunu çağrıştıran şehre bir de şehrin sokaklarında rengârenk maskeleri ve kostümleriyle dolaşan insanoğlu eklendiğinde kent birden sizi bambaşka bir dönemin eşiğine götürür, gerçek bir masalın içinde olduğunuzu hissedersiniz.

Şubat ayında düzenlendiğini düşündüğünüzde, karnavalın düzenlenmiş olduğu mevsimde hava koşulları birazcık sert olabilir. Buna hazırlıklı gitmenizde yarar var. Normal olarak yağmur günlerce sürmüyor fakat yağmur yağmasa da bu zamanlarda Venedik’te hava oldukça soğuk olur.

Havaalanından Venedik’in merkezine, San Marco Meydanı’na, gelmek için deniz taksiye binmelisiniz. Ben uçaktan indiğimde tipi şeklinde kar yağıyordu ve San Marco meydanına yalpalaya yalpalaya gelmiştik. Yağış olduğunda burada sular yükselir. Sadece endişelenmenize gerek yok. Venedik’deki dükkânlar daima buna hazırlıklılar. Sular yükseldiğinde dükkânlara girmemesi için kapı önlerinde yüksek eşikler var. Siz de derhal botlarınızın üzerine giyeceğiniz plastik botlardan ve bir de yağmurluk alın ve sonrasında keyfinize bakın! Her yerde satılıyor.

Bana nazaran şehirlerin de bir karakteri vardır. Venedik; zarif, etkisinde bırakan, büyüleyici ve karnaval zamanı cıvıl cıvıl ve rengârenk olan sokaklarına karşın melankolik bir kent! Venedik’e karnaval zamanında sözünü ettiğim masalsı atmosferi veren birazcık da bu sisli puslu hava aslına bakarsak. Siz de aynı şeyi hisseder misin bilemem doğal!

Normal olarak Venedik’e baharda gelirseniz, mis benzer biçimde bir havada gondol tadı yapma şansınız olur. Fakat bu karnaval atmosferini yaşamak da bambaşka bir edinim.

İtalyan mutfağının Türk mutfağına o kadar da uzak olmadığını bilirsiniz. Venedik diyince sözünü etmeden geçmek olmaz, İtalyan yiyecekleri görkemli. Pizzaları, tortellinileri, risottoları… Asla aç kalmayacağınızın garantisini verebilirim, hatta kilo almış bir halde bile  dönebilirsiniz.

Festival zamanı daha oldukca deniz ürünleri tüketilirmiş, deniz ürünü sunan restoranları da deneyebilirsiniz. Bazılarında canlı müzik de var. Başrolünde Julia Roberts’ın oynadığı “Ye, Yakarma Et, Sev” filmini izlemediyseniz, kesinlikle izleyin, İtalyan yemekleriyle ilgili ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız!

Venedik’e kadar gelmişken civarlarındaki iki adaya Murano ve Burano adalarına kesinlikle gitmelisiniz. O nedenle karnavaldan bir iki gün ilkin gelmekte yarar var.

Murano’da cam işlemeciliği yapıldığı için birçok cam mağazası var. Mağazaları gezebilirsiniz. Burano ise dantelleriyle meşhur bir adadır. Adalardaki renk renk evler tam fotoğraflık! Aslına bakarsak bu iki ada birbirine oldukça benziyor. Sonradan düşündüğünüzde karıştırabiliyorsunuz gördüğüm şey Murano’da mıydı? Burano’da mıydı? diye bir düşünüyorsunuz.

Murano cam işletmeciliği ile öne çıkar. Burano ise rengârenk evlerin önündeki rengârenk sandallar ve balkonlara asılmış çamaşırlar ile dönemin haricinde bir yer benzer biçimde.

Burano Adası’ndaki evlerin rengârenk boyanmasının ise şirin bir hikâyesi var: Adadaki balıkçıların yaptıkları gün boyu balık tutmak, sonrasında tuttukları balıkları yiyecek ve içki içmekmiş. Sabaha karşı eve dönen sarhoş balıkçılar başka evlere girmeye çalışırlarmış. Sabaha kadar eşlerini beklemekten ve eşinin yanlış eve girmesini önlemeye çalışmaktan yorulan hanımefendiler, adadaki evlerin boyanmasına karar vermişler. Doğrusu, oldukca içip sarhoş olan balıkçıların evlerini bulabilmeleri için rengârenk boyanırmış adadaki evler… Yalnız evler değil, evlerin önüne bağlı sandallar da rengârenk…

Doğal adaları gezerken karnavalın başladığı ilk sabahı kaçırmayın. Sabah 6.30’ta her yaştan insan rengârenk giysileri ve maskeleriyle San Marco meydanına çıkmaya adım atar. Ayrıca aklınızda bulunsun, ustalaşmış fotoğrafçı bulunduğunu hissettikleri kişilere hususi poz veriyorlar.

Venedik küçücük bir kent! Şehri keşfetmek {hiç de} uzun zamanınızı almaz. Haritaya ihtiyacınız yok, girin ara sokaklara, karşınıza çıkan kanalların, köprülerin ihtişamını keşfedin, ara sokaklarda kaybolmanın keyfine varın. Karnaval zamanı gittiyseniz karşınıza çıkan rengârenk kostümlü ve maskeli kişiye devasa gülümseyin.

Kendinizi şehrin sulara yansıyan yüzünde bulacaksınız… (Yazar: Sabanur Yılmaz)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
cool
Cool
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Viyana Blog - Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!