Ankara Endüstri Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Cep telefonu için yılda 4-5 milyar Dolar harcama yapıyorsak bunu oturup ciddi ciddi düşünmemiz gerekiyor. Cari açık problemininin çözümü için ilk olarak tüketiciler olarak ithal mal düşkünlüğünden kurtulmamız gerekiyor” dedi.
Aso Başkanı Özdebir, ASO Meclisinin ekim ayı toplantısına katıldı. Görüşmede konuşan Özdebir, “Bilhassa son dönemde besin, enerji ve lojistik alanlarında maliyet artışı üretim maliyetlerini ciddi bir halde arttırırken, sürdürülebilir gelişme olgusundaki beklentileri negatif yönde etkiliyor. Lojistik ve enerji maliyetlerindeki artış, gelecek günlerde firmaların ya kapasite düşürmelerine ya da kapanma riski ile karşı karşıya kalmalarına niçin olabilecektir” diye konuştu.
Türkiye’de temelde cari açık problemi ve verimlilik sorununa odaklanılması icap ettiğini belirten Özdebir, “Bugün yalnız cep telefonu için yılda 4-5 milyar dolar harcama yapıyorsak bunu oturup ciddi ciddi düşünmemiz gerekiyor. Cari açık problemininin çözümü için ilk olarak tüketiciler olarak ithal mal düşkünlüğünden kurtulmamız gerekiyor. Öteki taraftan cari açığın azalmasında kur seviyesi de mühim bir etken olarak karşımızda durmaktadır. Doğru seviyede kurda sağlanacak istikrar, enflasyon eğilimlerinin düşmesine, ekonomik birimlerin TL’ye karşı güveninin artmasına ve uzun vadeli tasarrufların TL’ye geçmesiyle dış finansman ihtiyacının azalmasına niçin olacaktır” açıklamasında bulunmuş oldu.
Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin mühim problemlerinden birinin enflasyon bulunduğunu söyleyen Özdebir, “Merkez bankalarının enflasyonun geçici olduğu öngörüsünden vazgeçerek kalıcı bir enflasyon beklentisine odaklanması, küresel bir enflasyon eğilimi ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Fiyatlama araçlarının belirli bir süre dengeden uzaklaşmaları ekonomilerin değişik sorunlarla karşı karşıya kalmasına niçin olmaktadır. Enflasyon eğilimlerinin bozulması, ekonomilerde istikrar ortamının bozulmasına ve belirsizliklerin artmasına niçin olmaktadır” diye konuştu.
Özdebir, ileri teknoloji ürünlerine yönelinmesi icap ettiğinin altını çizerek, “Bunu gerçekleştirebilmemiz için firmaların para kazanması, AR-GE yatırımlarının artması, etkin bir insan deposu planlaması ile işgücü verimliliğinin yükselmesi gerekiyor. İhracatımızın yüzde 35’i orta yüksek teknolojili, kalanı ise düşük teknolojili ürünlerden oluşuyor. Her ortamda söylediğim şeklinde yüksek teknoloji ihracatının arttırılabilmesi için firmalarımızın büyümesi, şu demek oluyor ki yüksek teknoloji maliyetini karşılayacak güce haiz olması, şu demek oluyor ki kar etmesi gerekir” açıklamasında bulunmuş oldu.
“Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken yeni bir gelişme hikayesi yazmamız gerektiği aşikardır” diyen Özdebir şunları kaydetti:
“İthal ettiğimiz ürünlerin rekabetçi olanlarının yerli üretimini desteklemeli, yüksek teknoloji ve katma kıymetli ürünler üretmeli ve verimliliği arttırmalıyız. Kaliteli ve sürdürebilir bir büyümenin imalat sanayisi ile sağlanacağı gerçeğini de unutmamalıyız. Biz bunların bilincinde olarak üretiyoruz ve üretmeye de devam edeceğiz. Ekonomik bağımsızlığın üretimle gerçekleşeceğini de biliyoruz. Yerli ve ulusal iktisat vurgusunu yeniden yeniden söylemek isterim; yerli ve ulusal iktisat dışa bağımlılığı minimize edilmiş ekonomidir. Yerli ve ulusal olabilmenin mühim bir yolunun da bu ülkenin 84 milyon vatandaşının tüketim tercihleri ile mümkün olacağı unutulmamalıdır.” – ANKARA
İhlas Haber Ajansı – Iktisat Haberleri
Haberi Kaydet
