Cumartesi gecesi Viyana şehir merkezindeki şehir tapınağından İsrail bayrağının indirilmesinin ardından, Pazar akşamı Salzburg ve Linz şehirlerinde de benzer olaylar yaşandı. İçişleri Bakanı Gerhard Karner Pazartesi günü, “özel bir tarihi sorumluluğa” sahip olan Yahudi nüfusunun güvenliğini sağlamak için her şeyin yapılacağını vurguladı. İsrail büyükelçiliği ise kendilerinin sindirilmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.
Salzburg’daki Mirabell Sarayı önünde Hamas terör saldırısının kurbanlarıyla dayanışma amacıyla çekilen İsrail bayrağı, 12 ve 17 Ekim’den sonra üçüncü kez bayrak direğinden koparıldı. Polisin raporuna göre, Pazar günü saat 19.45 civarında bir taksi şoförü, Mirabellplatz’ta İsrail bayrağının yerde olduğunu bildirdi. Bayrak direğinin kilidinin kırıldığı ortaya çıktı. Bayrak hasar görmeden şehre teslim edildi. Henüz hiçbir tanığın sorgusu yapılmadı ve Anayasayı Koruma Dairesi’ne bilgi verildi. Adli tıp devreye girdi ve kalenin önüne kurulan bir güvenlik kamerasından alınan yararlı görüntüler de olabilir.
Video kayıtlarına göre, 12 Ekim’de Salzburg’da yaşanan ilk olaydan sadece birkaç gün sonra 14 yaşında iki erkek çocuğun şüpheli fail olduğu belirlendi. Her ikisi de itiraf etti ve gerekçenin acelecilik olduğunu belirtti. Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Devlet Dairesi’ne göre, devletin güvenliğiyle ilgili temel bir neden yoktu. 100 avroya varan zarar failler tarafından telafi edildi ve her ikisi de ihbar edildi.
Linz’de Pazar günü ikinci kez Eski Belediye Binası’nda İsrail bayrağı imha edildi. Şehir polisi komutanı Karl Pogutter, saat 18.00 sıralarında bir gencin bayrağı direkten kopardığını ve ardından diğer iki kişiyle birlikte çiğnediğini bildirdi. Çocuklardan biri bayrağı yanına almış olmalı. Pogutter, Pazartesi sabahı, biri 14 yaşında bir Suriyeli ve biri de öğrenci olan 15 yaşındaki iki şüpheli failin sorguya çekildiğini ve yabancı sembolleri aşağılamaktan dolayı geniş çapta rapor edildiğini söyledi. Üçüncü kişinin ise aranmasına devam ediliyor. 14 yaşındaki genç, suça teşvik edildiğini iddia etti. 12 Ekim gecesi iki Suriyeli genç, Eski Belediye Binası önünde yarıya indirilen İsrail bayrağını kesti.
Linz şehri Pazartesi günü tekrar İsrail bayrağını çekti. “Bir kez daha Barış Şehri Linz’in belediye başkanı olarak her türlü şiddete, dışlamaya ve devlet veya dini sembollerin aşağılanmasına kesinlikle karşıyım. Şehrimiz çeşitliliğin ve özgür ifadenin yeridir” diye vurguladı Belediye Başkanı Klaus Luger (SPÖ).
16 Ekim akşamı Klagenfurt’ta kimliği belirsiz kişiler belediye binasının önüne çekilen İsrail bayrağını ateşe vermeye çalıştı ve bu sırada bayrak zarar gördü.
İsrail Büyükelçisi olarak atanan David Roet, APA’ya yaptığı açıklamada, İsrail bayrağını Viyana’daki sinagogdan sökmenin “ülkemize ve burada yaşayanlara yönelik bir nefret ifadesi” olduğu yorumunu yaptı. “Tabii ki bu durum bizi büyük endişelendiriyor, özellikle de bu ilk kez gerçekleşmediği için.” Roet, bu eylemin Şansölye Karl Nehammer (ÖVP) ve hükümet tarafından derhal kınanmasını memnuniyetle karşıladı. “İsrail’den nefret eden herkes için gözümüzü korkutmayacağımız açık olmalı. İsrail bayrağı, İsrail’e desteğin bir işareti olarak Avusturya’da dalgalanmaya devam edecek.”
Bu arada, günlerce süren tartışmaların ve son belediye meclisi toplantısındaki acil önergenin ardından, dayanışmanın bir işareti olarak Graz belediye binasına bir İsrail bayrağı asılıyor. KPÖ ve Belediye Başkanı Elke Kahr ise buna karşı çıktı ve görünür bir işaret olarak sadece saat kulesi ve belediye binasının İsrail renkleriyle aydınlatılmasını istedi. ÖVP yine de bayrak için öneri sundu ve çoğunluğu elde etti.
İçişleri Bakanı Karner (ÖVP), Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında alınan önlemlere bir kez daha dikkat çekti: “Biz polis olarak Avusturya’daki Yahudi nüfusunun güvenliğini sağlamak için insani açıdan mümkün olan her şeyi yapıyoruz” dedi. Avusturya’daki Yahudi nüfusunun güvende olup olmadığı. Karner, Viyana Yahudi Cemaati (IKG) Başkanı Oskar Deutsch ile de kişisel görüşmelerin yapıldığına dikkat çekti. Karner, yakın zamanda bize iyi işbirliğimiz için bir mektupla teşekkür ettiklerini söyledi. Karner, “Yahudi cemaatine karşı özel bir tarihi sorumluluğumuz var” dedi.
Yahudi kurumlarının güvenliği, hem gizli hem de görünür güvenlik de dahil olmak üzere açıkça artırıldı. Örneğin Viyana’da şehir tapınağının korunması Viyana Eyalet Polis Departmanı, sinagog ve IKG arasında koordine edilmektedir. Karner, detaylar veya tek tek nesneler hakkında bilgi veremeyeceğini ve vermemesi gerektiğini vurguladı.
Avusturya’da da düzenlenen İsrail karşıtı gösteriler sorulduğunda bakan, anayasal devletin elindeki tüm imkanların kullanıldığını söyledi. Örneğin Viyana’daki Stephansplatz’daki gösteri sonrasında 300 kimlik kontrolünden bahsetti. Karner, “İsrail’e ölüm” gibi sloganların atılmasının “midenizi bulandırdığını” söyledi.
