Tatil Yapabileceğiniz En İyi Kale Oteller:
Kale oteller, masalsı atmosferleriyle konaklama deneyimini benzersiz bir şekilde zenginleştiriyor. Tıpkı peri masallarından fırlamış gibi duran bu şato oteller, tarihi dokuları, modern lüks anlayışıyla birleştirerek konuklarına sıra dışı bir atmosfer sunuyor. Kendinizi kraliyet ailesi gibi hissedebileceğiniz; tatil, düğün ve balayı için tercih edebileceğiniz dünyanın en iyi kale otellerini bir araya getirdik.
Thornbury Castle – @thornburycastle
(Gloucestershire, İngiltere)
Tarihi 1511 yılına dayanan Thornbury Castle, lüks bir otel olarak faaliyet gösteren tek Tudor Kalesi. İngiltere’nin en tarihi ve büyüleyici konaklama yerlerinden biri olan Thornbury Castle’ın geçmişi 1088 yılına kadar uzansa da asıl kale, 1500’lerin başında 3. Buckingham Dükü Edward Stafford tarafından inşa ettirildi. Ancak çok kısa bir süre sonra Stafford, Kral 8. Henry Tudor tarafından ihanetle suçlanarak idama gönderildi. Sonrasında kale, Tudor’lara geçti. Bu köklü tarih, kalenin taş duvarlarında ve antika mobilyalarında hala korunuyor. Günümüzde yenilenen değerleri arasında ise ödüllü fine dining restoranı yer alıyor. Thornbury Castle’da konaklarken kendinizi aristokrat bir İngiliz gibi hissedebilmeniz için atıcılık, okçuluk, kroket gibi kırsal aktiviteleri değerlendirebilirsiniz. Ayrıca kalenin, Bristol’un hemen dışında ve Güney Galler sınırına yakın konumu, Aerospace Bristol, Stonehenge ve güzel doğa yürüyüşleri gibi cazibe merkezlerine kolay erişim sağlıyor.
Ashford Castle – @ashfordcastle
(County Mayo, İrlanda)
Ashford Castle’a ev sahipliği yapan 350 dönümlük arazi, County Mayo’nun en güzel noktalarından birinde, Lough Corrib Gölü’nün sakin kıyısında ve sonsuz yeşilliklerin arasında yer alıyor. Muhteşem manzarasının yanı sıra 800 yıllık bu kale, Kral 5. George ve Ronald Regan da dahil olmak üzere kraliyet ailesine ve başkanlara ev sahipliği yaptı. Yüzyıllar boyunca el değiştirmiş olan Ashford Castle, 1800’lerde Guinness Ailesi’nin mülkiyetine geçtikten sonra 1900’lerde otele dönüştürüldü. O zamandan bu yana prestijini sürekli artıran otel, son yıllarda İrlanda’nın ve tüm Avrupa’nın en iyi otellerinden biri olarak ödüller kazanmaya devam ediyor. 83 odalı bu göz alıcı otelin sunduğu olanaklar arasında çarpıcı bir kapalı havuz, spa, golf sahaları, lüks bir sinema ve hatta bir şahincilik okulu bulunuyor.
Sherbrooke Castle Hotel – @sherbrookecastlehotel
(Glasgow, İskoçya)
Glasgow’un güneyindeki Sherbrooke Castle Hotel, İskoç kırsalı ile kentsel rahatlığın bir karışımını arayanlara hitap ediyor. Glasgow’un en zengin Viktorya dönemi tüccarlarından biri tarafından bir baronluk konağı olarak inşa edilmiş olan Sherbrooke Castle’ın geçmişi, 1896 yılına kadar uzanıyor. Otelin kulelerinden Glasgow’un geniş manzarasını seyredebilir, terasta geçireceğiniz ikindi çayında şampanyanızı yudumlayıp, akşam yemeği için de otelin Morrison Restaurant’ında gurme bir deneyim yaşayabilirsiniz. Adını, kalenin kurucusu John Morrison’dan alan restoran, geleneksel İskoç yemeklerini imza dokunuşlarla sunuyor.
Manoir de Lebioles – @manoirdelebioles
(Spa, Belçika)
Fransa’daki Versailles Sarayı’nın mimarisine duyulan hayranlık ile yapılan Manoir de Lebioles, mini Versailles olarak nitelendiriliyor. Tarihi 18. yüzyıla dayanan Manoir de Lebioles, sütunlar, pilastrlar, alınlıklar ve kemerler gibi klasik Rönesans unsurlarını modern ve son teknoloji restorasyonlarla harmanlayan, tamamen özgün bir başyapıt. Tabii ki Spa bölgesinde konumlanması nedeniyle oldukça konforlu bir spa oteli de olduğunu söylemeliyiz. Bütünsel sağlıklı yaşam uygulamaları için otelin; toprak, su, hava ve ateşi bir araya getiren spa’sını deneyebilirsiniz.
Kronovalls Vinslott – @kronovallsvinslott
(Tomelilla, İsveç)
Tomelilla, çok fazla üzüm bağı olmasa da Kronovalls Vinslott’un kendini adadığı bir şey var ki o da şarap. Chardonnay, Pinot Noir ve Negroamaro gibi oda isimleriyle bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Otelde düzenlenen hafta sonu etkinlikleri arasında; İtalyan tatlılarıyla tamamlanan ikindi çayı, mevsimsel lezzetlerle şekillenen beş çeşit akşam yemeği ve ustalıkla eşleştirilmiş şarap tadımları yer alıyor. 15 odalı bu niş otelde gecenizi, 18. yüzyıldan kalma romantik bir sayvanlı yatakta sonlandırmadan önce tüm gün süren gurme deneyimler, sizi gerçek anlamda bir aristokrat veya kraliyet ailesi gibi hissettirebilir.
Landgoed Kasteel Oud Poelgeest – @kasteeloudpoelgeest
(Poelgeesterweg, Hollanda)
Hollanda’daki en iyi kale otellerinden biri olan Landgoed Kasteel Oud Poelgeest’in geçmişi, 17. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu etkileyici kale, Hollanda’yı boydan boya geçen kanalların arasında sakin bir göletin üzerinde konumlanıyor. Daha modern dokulardaki konuk odaları ise 1900’de inşa edilen Coach House’da yer alıyor. Amsterdam ve Lahey arasında sakin ve yeşil bir konuma sahip olan otelde konaklarken çok yakındaki ve genellikle radar altı kalan şirin Leiden şehrini de ziyaret etmeyi atlamayın. Ayrıca Keukenhof Bahçeleri de önerilen rotalar arasında.
Burghotel auf Schönburg – @aufschoenburg
(Oberwesel, Almanya)
Almanya’ya özellikle de kırsal kesime gittiğinizde mutlaka pek çok kale ile karşılaşırsınız, ancak çok azında konaklama imkanı bulabilirsiniz; Burghotel auf Schönburg ise bu kale otellerin en etkileyici olanlarından. Günümüzde lüks bir otel olarak restore edilen yapının romanesk ve gotik mimarisi, görenleri hemen etkisi altına alıyor. Burghotel auf Schönburg’da konaklarken kasabanın büyüleyici sokaklarında dolaşıp, yerel müzeleri ziyaret edip, Ren Nehri’nde bir nehir gezisine çıkabilirsiniz.
Castello Di Vicarello – @castello_di_vicarello
(Toskana, İtalya)
Castello Di Vicarello, günümüz lükslerini geride bırakmadan geçmişe yolculuk etmek isteyenler için en ideal konaklama seçeneklerinden. İnişli çıkışlı tepeler ve zeytinliklerle çevrili 12. yüzyıldan kalma bu kale, antika ve modernin harika bir birlikteliği ile tasarlanmış. Taş ve tuğla duvarlar, kemerli kapılar ve ahşap çatılar gibi eski İtalyan kır mimarisiyle inşa edilmiş olan otel, sahibinin Endonezya’da geçirdiği yıllardan kaynaklanan oryantal dokunuşlarla tamamlanıyor. Tabii ki Toskana’da olmasından dolayı dilediğiniz üzüm bağlarına ve en iyi şaraplara erişiminizin fazlasıyla kolay olması bu etkileyici şatoyu daha da cezbecisi bir konaklama noktasına çeviriyor.
Chateau de Saint-Loup-sur-Thouet – @chateaudesaintloup
(Loire Valley, Fransa)
Chateau de Saint-Loup-sur-Thouet, Paris’in hemen güneybatısındaki Loire Valley’de konumlanıyor. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Loire Valley, Fransa ve belki de tüm Avrupa’nın şato başkenti olarak biliniyor. Çok sayıda şatonun bulunduğu bölgedeki Chateau de Saint-Loup-sur-Thouet, konaklayabileceğiniz birkaç seçenekten biri. Thouet ve Cebron nehirlerinin birleştiği noktada yer alan şatonun tarihi, 1600’lerin başlarına uzanıyor. Kral 4. Henry’i onurlandırmak için dev bir “H” şeklinde inşa edilen yapı, süslü kuleleri, yıllanmış surları, etrafını çevreleyen hendekleri ile peri masalından çıkmış gibi bir görünüme sahip. Chateau de Saint-Loup-sur-Thouet’de konaklarken çevredeki en popüler şatolardan bazıları olan Chenonceaux, Blois, Chambord ve Chaumont-sur-Loire’ı da ziyaret edebilirsiniz. Bu yolculuğu en üst seviyeye çıkarmak içinse sıcak hava balonu ile gezebilirsiniz.
Parador de Granada
(Granada, İspanya)
Parador, kültürel değerleri nedeniyle hükümetin yönettiği tarihi İspanyol mülklerinden oluşan bir zincir ve isminden de anlaşılacağı gibi Granada’da yer alan Parador de Granada, bu portföydeki en etkileyici mülklerden biri. Yapı, 14. yüzyıldan kalma bir kaleden Mağribi konağına, ardından Fransisken manastırına ve şimdi de lüks bir otele dönüştürüldü. Otelin içindeki, yıldız şeklinde tepe pencereleri, tonozlu tavanları ve kemerleri ile dikkat çeken Arap hamamları aynı şekilde korunuyor. Parador de Granada’nın bahçeleri dahi sulama için yakındaki dağlardan gelen kar erimelerini kullanan antik hidrolik mühendisliğinin bir kanıtı.
Chateau Heralec – @chateau_heralec
(Heralec, Çek Cumhuriyeti)
Çek Cumhuriyeti’ndeki Chateau Heralec, 13. yüzyıldan kalma kale duvarları arasında tarihi ve oldukça lüks bir konaklama sunuyor. Dört farklı türde sauna, spa ve fitness merkezi içeren tazelenme deneyimleri, kaçırılmaması gereken bir hizmet. Ekstra romantizm için orijinal tonozlu kemerler ve klasik Çek tablolarıyla bezenmiş zemin katta bir oda seçmeniz öneriliyor.
Pousada Castelo Estremoz
(Estremoz, Portekiz)
Portekiz’in Alentejo bölgesinde, surlarla çevrili Estremoz kentinde yer alan Pousada Castelo Estremoz, muhteşem kanopili yataklara, bakımlı bahçelere ve açık havuza sahip bir şato. Kral Dom Dinis tarafından 13. yüzyılda Aziz Kraliçe Santa Isabel için inşa edilen bu uzak kale, günümüzde beş farklı kategoride oda ve süit sunuyor. Yüksek mermer Torre de Menagem’den Estremoz’un muhteşem manzarasını seyredebilir veya kalenin terasında meditasyon yapabilirsiniz.
Fairmont Frontenac – @fairmontfrontenac
(Quebec, Kanada)
Kanada Pasifik Demiryolları’nın başkanı, 1893’te dünyanın en seçkinlerini Quebec’e çekmek için bu şatoyu misafir ağırlamaya açtığında, buranın bir simge olmasını istemişti. Başarılı da oldu; Fairmont Frontenac, şu anda dünyanın en çok fotoğrafı çekilen otellerinden biri. Winston Churchill ve Franklin D. Roosevelt’in, müttefik seferleri için stratejiler belirlediği İkinci Dünya Savaşı dönemine dek otelin pek çok tarihi önemi bulunuyor. Artık bir Fairmont tesisi olan bu etkileyici şato otel, gotik revival ve beaux arts mimarisinin bir birleşimi. St Lawrence Nehri ile Eski Şehir manzarasına sahip 611 odalı devasa tesiste spa ve çeşitli restoranlar bulunuyor.
Alila – @alilafortbishangarh
(Bishangarh, Hindistan)
233 yıllık soluk renkli kale olan Alila, dünyanın en eski sıradağları olan Aravallis’e bağlı granit bir kayalıkta yükseliyor. Köyün küçük evlerine tepeden bakan Alila, dinlenme köşeleri ve süitleri ile kendinizi özel hissetmeniz için tasarlanmış pek çok olanağa sahip olarak Hyatt bünyesinde yer alıyor. Savaş öncesi orduyu ağırlamak için kullanılan karanlık barda keyifli vakit geçirip, sessizce savaş stratejilerinin planlandığı kütüphanede kitap okuyabilirsiniz.
Vizesiz Seyahat Edebileceğiniz Ülkeler
Dünyayı Gezme Hissi Yaratan Seyahat Filmleri
Çiftler İçin Seyahat Önerileri
