İçişleri Bakanı Süleyman Asil, Bursa’da muhtarlarla bir araya geldi. Asil, Cumhuriyet tarihinin uyuşturucu soruşturma rekorunu egale ettiklerini ifade ederek, “2019 senesinde 20 tondu, bu yıl toplam 22 tona çıkardık. Bunun 20,5 tonunu güvenlik güçler, 1,5 tonunu da gümrük muhafaza ekiplerimizin elde etti” dedi.
Asil: “Cumhuriyet tarihinin uyuşturucu soruşturma rekorunu egale ettik”
“Sizler değişik siyasal görüşlerde olabilirsiniz, bu da fazlaca doğaldır. Her birinizi seçen insanoğlu da böyledir. Size oy verenler de değişik siyasal görüşleri, inançları, etnik kökenleri olabilir. Buradaki topluluk tüm çeşitlilikleri barındırdığı için Türkiye tablosudur” diyerek konuşmasına süregelen Asil, “Her birinize oy verenler temel beklenti ile oy kullandı. Mahallemize güzel bakılsın, eksiklikler takip edilsin diye sizlere oy verdiler. Farklılıkları korumanın yanı sıra belli zeminlerde buluşmak ülke menfaatini ilgilendiren temel değerler üstünde aklıselimin, ahlakın, anne-babalarımızın, öğretmenlerimizin, camideki imamların öğrettikleri temeller üstünde buluşabilmeliyiz” dedi.
50 bin 340 muhtarımız yönetimsel olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlı bulunduğunu hatırlatan Asil, “Bu muhtarlarımızın tamamı eğer bizlere taleplerini iletemezse, aramıza biz filtreler, perdeler koyarsak, biz muhtar informasyon sistemini devreye alamazdık. Bugüne dek sisteme işlenen 125 bin talebin 109 binini pozitif sonuçlandırıp 16 binini hala takip ediyor olabilir miydik? Bugün daha ilkin muhtarlıklarımız ilgili özlük, tabanca ruhsat harcı, SGK primi benzer biçimde adımlarımızın üstüne izin haklarından tutun pek fazlaca adımı içeren yeni bir tavsiye üstünde hep birlikte çalışamazdık. Biz ne yaptıysak beraber yapıyoruz. Bizlere oy verenlerin, bizlere seçenlerin, bizlere mesuliyet verenlerin o güvenlerini temin etmek için görevlerimizi sürdürüyoruz. Biz noktaya gelebildiysek, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu vizyonla farklılıklarımızı kendimize bir filtre yapmadığımız için temel değerler üstünde tartışmadığımız, birbirimizi dinleyebildiğimiz için yapabildik” diye konuştu.
”Hakkaniyet ve güvenlik meselesinde mühim adımlar atıyoruz”
Asil konuşmasını şöyleki sürdürdü: “Sadece bugün muhtarlıklarda başarabildiğimiz bu hali, elbet ülkenin öteki meselelerine yaymak istediğimizde anlaşılmaz bir tutuculukla karşı karşıya kaldığımızı üzülerek paylaşmak isterim. Asayişin teminin de bile, terörle, uyuşturucu ile mücadelede bile buna gönlü yatmayan, aklı yatmayan siyasal hırsların cazibesinden sıyrılıp bu ülkenin değerleri ile buluşamayan, batıyı kendisine mabet belirlemiş, batıdan gelen her şeyi baş üzerine koymuş, özgüvensiz anlayışlarla bu ülkede sizlerde biz de dönem dönem karşı karşıya kalıyoruz. Bakın sizler muhtarsınız, hanginiz çarşı ve mahalle bekçilerinden rahatsız oldunuz? Tam tersi, Türkiye’de adım adım muhtarlar toplantıları yapıyoruz. İstanbul’dan Ankara’ya, Adana’dan Diyarbakır’a kadar. Birazcık sonrasında burada güvenlik toplantısı yapacağız. Bizim buradaki içinde bulunduğumuz toplantı benzer biçimde olmayacak. Kimi zaman 3 kimi zaman 4 saat devam eden ve devamlı olan muhtar ve mahallelerin her meselesini masaya yatırdığımız, her bir arkadaşımızın notlarını almış olduğu, bürokratların takip etmiş olduğu toplantılardır. Bir araya gelip fotoğraf verdiğimiz aman ne güzelmiş, hayırlı olsun dediğimiz toplantılar değildir. Asayiş meselelerinden elektrik lambasının yanıp yanmamasına kadar, sıhhat ocağındaki eksiklikten bir spor sahasındaki ihtiyaca kadar her şeyi bakanlarımızla telefon açıp konuştuğumuz ve çözüm aradığımız bir süreci ortaya koyuyoruz. Bana hiçbir muhtarımızın çarşı ve mahalle bekçimizden rahatsızız demedi. 30 bin bekçi geceleyin kendimizi emanet ettiğimiz, her çaldırmış olduğu düdüklerinde bizim rahat ettiğimiz çarşı ve mahalle bekçilerinin itibarını zedelemek için politika yapanları gördükçe ben üzülüyorum. Demek ki toplumla aralarında bir mesafe oluşmuş. Bizim gittiğimiz toplantılarda çarşı ve mahalle bekçilerine daha gerekseme olduğu yönünde talepler bana iletiliyor”
”Biz sizlerle mesai arkadaşıyız”
2017’den bu güne kadar evden hırsızlık olaylarının günlük averajı yüzde 47 oranında azaldığını kaydeden Asil, “Bu sayı 284’ten 151’e düştü. Fena mü oldu? Hep birlikte yararını gördük. Yüzde 30’lardan yüzde 60’lara olayların çözülme oranına çıktı. Vakaları aydınlatma neredeyse 2 kat arttı. Peki bu fena bir şey mi? Beraber narkotik suçlarıyla uğraşıyoruz, metruk binalarla, annesine babasına fena davranan uyuşturucu kullanıcısıyla, muhtarlarımızla birlikte uğraşıyoruz. Mahallemizin şurasına aydınlatma lazım denince de kaymakamlığımıza, belediye başkanımıza, valimize, elektrik idaresine iletiyoruz ve problemi ortaya koyuyoruz. Biz sizlerle mesai arkadaşıyız. Bizim de sizin de bir yönetim alanı var. Dünyanın en büyük krizi ile karşı karşıya kaldık. Pandemi krizinde bu iş bana yazılmış değil, ben bu işten sarfınazar ederim birazcık kaçak yaparım mı dediniz yoksa tüm yöneticiler ve STK’larla taşın altına elinizi mi koydunuz? Şimdi bana büyükşehirler oldu, muhtarlara ne gerek varmış diyenler geriye 2-3 yıla baksınlar da anlasınlar” şeklinde konuştu.
”Büyük bir oyun, büyük bir tezgah”
Tüm bu savaşım hep beraber sürdürülmektedir” diyerek sözlerini sürdüren Asil, “Türkiye’de ortalama 2017 senesinde uyuşturucuya bağlı ölümlerden, adli tıp rakamlarına bakılırsa 941’di. Biz 2020 yılını 314’le tamamladık. Bu yıl daha azca rakamla bitireceğiz. Bu el birliği ile olmalıdır. Bir taraftan meselenin arza yönelik mücadelesi, bir taraftan talebi düşürmeye yönelik mücadelesi ve rehabilitasyon süreci ile beraber mücadelenin hep beraber içindeyiz. 28 Avrupa Birliği ülkesinde yakalanan ‘extacy’ tabletinden 2 kat fazlasını gene bu ülkenin güvenlik birimleri yakalamaktadır. Bunu biz mi üretiyoruz, hayır. Bunlar hepsi yurtdışından geliyorlar. ABD Afganistan’ı işgal ettiğinde 15 bin ile 20 bin dekardı oradaki üretim. 200 bin dekara çıktı. Buradan bir politika ürettiler. Oradaki insanların yaşamını kabusa çevirip göç etmesini temin etmediler. Bununla birlikte dünyaya uyuşturucu ihraç ettiler. Bunu ABD’nın kendisi yapmış oldu. Bunu bir siyaset olarak ortaya koydu ve bundan kaygı etmedi. Derdi bu bölgeleri istikrarsızlaştırmak, ufka ve gösterime değil ayaklarının ucuna bakacak duruma getirmeyi hedeflediler. Büyük meseleler elbet ki sizin mahallelerin yaşam standartlarını etkiliyor. DEAŞ coğrafyamız için bir tehditti. Bunu söylüyorum ve devam edeceğim. Suriye’nin Rakka’sında bir tek mantar tabancası patlatmadan, PYD/PKK terör örgütü Rakka’dan DEAŞ’ı tasviye etti. Bunu ABD’nın gücü ile yapmış oldu. Peki bu insanoğlu nereye gitti? Onların yönlendirmesi ile iki yere gittiler. Biri Sina Çölleri, birisi de Afganistan’la Çin arasındaki vadiye. Sonrasında ne oldu? ABD Afganistan’ı terk etti. Peki terk edince ne oldu? Orada ABD’nın güdümündeki bazı komutanlar Rakka’dan getirdikleri DEAŞ’ı içinde yöneticilik halletmeye başladılar. Şimdi dünya bunu görüyor. Büyük bir oyun, büyük bir tezgah. Kimi zaman demokrasinin içine sızdırılmış bir tezgah. Kimi zaman sulh ve kardeşlik içine istismar eden bir senaryo, kimi zaman de bir şeyle savaşım ediyormuş benzer biçimde gösterilen bir senaryo ile karşı karşıyayız” dedi.
”Aile yapımızı sarsmaya çalışıyorlar”
LGBT mevzusuna da değinen Bakan Asil, “Ben muhtarlarımıza soruyorum. Mahallede hangi anne-baba size Türkiye’de LGBT’nin gelişmesi için başvuruda bulunmuş oldu? Bir anne-baba LGBT bu ülkede yayılsın, bizim çocuklarımız bu işlerle daha fazlaca ilgilensin diye bir şahıs size başvurdu mu? Bu sevda nereden çıkıyor? Avrupa ve ABD’dan çıkıyor. Oldukca kolay, yurtdışında bu dernekler, vakıflar var. Büyükelçilikleri var. Biz iyi mi ayakta duruyoruz? Uyuşturucu, terör, ekonomik olarak saldırıyorlar biz gene ayakta duruyoruz. Şundan dolayı aile yapımız kuvvetli. Aile yapımızı sarsmaya, zemini oynak hale getirmek için her şeyi yapıyorlar. Fakat başarı göstermiş olamıyorlar. Medeniyetimiz, müesseselerimiz, devletimiz kuvvetli fakat en önemlisi milletimizin mayası kuvvetli. Yurtdışından bu derneklere yönelik ciddi bir fonlama var. Bunu dile getiriyoruz. Burada problem bulunduğunu paylaşıyoruz fakat bizi gene linç etmeye çalışıyorlar. Elin oğlu Türkiye’de bu meselelerin yaygınlaşması için niçin para versin? Elin oğlu ABD hala bir terör örgütü olan PYD/PKK niçin desteklesin? Bana birisi bunu izah etsin. Bir Amerikalı yurttaş kendi ülkesinin bir terör örgütünü desteklemesini ister mi? Bir tek para vermiyor. Tabanca, cephane, eğitim, destek, moral, strateji ve akıl veriyor. Sonrasında dünyaya çıkıp demokrasi ve hukuk üstünlüğü vaazı vermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Bir karşıcılık partisinin genel başkanının ABD Büyükelçisi ile bir ayda 4 kez görüştüğüne de anlam veremediğini ifade eden Asil, “Benim aklım ermiyor. Bir karşıcılık genel başkanı ABD Büyükelçisi ile 1 ayda 4 kez ne görüşür ve ne konuşur? Bana birisi bunu söylesin. Ben Türkiye vatandaşı olarak kendime izah edemiyorum. Görüştüğü vakit ‘Ya siz ayıp ediyorsunuz PYD/PKK destekliyorsunuz’ diyor mu? ‘Sizin ne işiniz var Türkiye’deki LGBT’cilerle’ diyor mu? ‘Siz Afganistan’dan uyuşturucu imalatı ile tüm coğrafyamızı uyuşturucu ile karşı karşıya bıraktı’ diyor mu dedi mi doğrusu? Şapkayı öne alıp koymak lazım” diye konuştu.
”Şu an salgın ve göç problemi fazlaca mühim”
Dünyada bir küreselleşmenin bulunduğunu belirten Asil, “Temel derdimiz, bu küreselleşme dünyada yepyeni bir çığır açtı. Çoğumuz Avrupa’daki yollar açılacak, her yere pasaportsuz girilecek. Sınırlar açılacak, çiçek, böcek kardeşlik her şey güzel olacak. Ne vakit 20’inci yüzyılının sonuna kadar. Geldik 21’inci yüzyılın başına. Vekalet savaşlarından Afganistan’dan, Suriye’ye kadar iki terör örgütü DEAŞ ve PYD/PKK Irak ve Suriye’nin devlet otoritesini altüst etti, yok etti. Şu an dünyanın dört temel problemi var. Salgın ve göç problemi. Birçok ülke bizim yaşadıklarımızın yüzde 1’ini yaşadıkları halde, hepsi sinmişler korkmuşlar. Göç probleminin Türkiye ve Yunanistan arasına sıkıştırmışlar, cingözlük halletmeye çalışıyorlar. Türkiye’de ile Suriye sınırı içinde sıkıştırmışlar, Türkiye ile İran sınırı arasına sıkıştırıp kendilerini oradan kurtarmaya çalışıyorlar. Aman biz ilgilenmeyelim diyorlar. Bir tane artist gönderirler Angelina Jolie bir fotoğraf verir. Onlar da otururlar, bu işlerle ne güzel ilgilendik derler. Ya kolları kopan çocuklar, annelerini babalarını kaybeden evlatlar, ya önümüzdeki 100 yıla tramva olarak yansıyacak nesiller, ya bu tramvaların yapacağı hal iyi mi olacak?” dedi.
”Biz batı benzer biçimde Afrika’nın madenleri yüzünden orayı sömürenlerden değiliz”
Suriye’de yapılanları da özetleyen Bakan Asil, “Bizlere kızdılar. İdlip’te briket ev yapıyorsunuz diye. Keyfimizden yapıyoruz sanki. Tüm STK’larla beraber 50 bin üstünde yaptığımız evler oradaki insanların asgari oturabilecekleri yer bulabilmeleri içindir. Yarın diğer gün çadırları bittiği vakit Türkiye’ye bir seyahat başlatmamalarının temini için. Onları orda güvenli bir halde oturtabilmek için. Geçen pazar günü Çobanbey’de Suriye tarafındaydık. Bin 400’ün üstünde endüstri sitesi yaptık. Kendi paramızla değil. Orayı ilkin huzura, güvene getirdik. Oranın meclisi ile ortak yer ayarlandı. Bir kısmı bitti, öteki kısmı haziranda bitecek tam 25 bin şahıs çalışacak. Aslına bakarsanız orası Gaziantep ve Kilis’le iç içe. Buradan oraya insanoğlu gidecekler. Biz batı benzer biçimde Afrika’nın madenleri yüzünden orayı sömüren, ondan sonrasında posasını orada bırakıp bu insanoğlu ne yaparsa yapsınlar diyen bir millet değiliz. Biz gittik İdlip’te insanların sıhhat, eğitim hizmetlerini alabilmeleri için ne gerekiyorsa yaptık. Bunu da gelecek nesillerimize gösterdik. Fırat Kalkanı bölgesinin tekrardan tecim merkezi haline gelmesini ve yaşamın normalleşerek buradan oraya dönüşün sağlanması için adımlar attık. Bunların hangisini batı ülkeleri yapmış oldu? Biz yaptık. Benimle dalga geçiyorlar. Şımarmadık diyorum, evet şımarmadık doğru. 3 bin dolardan 10 bin dolara geldik biz şımarmadık. Atamıza, anamıza sırtımızı dönmedik. Komşularımıza sırtımızı dönmedik. Camilerimize, İstiklal Marşımıza, Cumhuriyetimizi kuranlara kulaklarımızı tıkamadık” dedi.
”Mahallelerde dijitalleşmeyi sağlıyoruz”
Muhtarlar için Mekansal Adres Kayıt Sistemi (MAKS) tamamladıklarını özetleyen Asil, “Ölü projeydi, direnme ettik, ASELSAN’a ağa, baba dedik. Onlarda bu projeyi bitirdiler. Bizde borcumuzu onlara yavaş yavaş ödüyoruz. Fakat işimizi yaptık. Bu tarz şeyleri şimdi belediye ve muhtarlarımıza açıyoruz. Tüm kamu kuruluşlarına açıyoruz. Kurumların entegrasyonunu oraya getiriyoruz. Kişisel Veriler Kanunu’nun bizlere elverdiği ölçüler dahilinde muhtarlarımıza açacağız. Muhtarlarımız mahallelerinde göçmenlerin tamamını görecekler. Orada yaşayanları, taşıyanları görebilecekler. Her geçen gün sistem geliştikçe açmaya devam edeceğiz. Nüfus Matik dediğimiz bir işyar kadar görevini meydana getirecek mekanizma kurduk. Nüfus idaresine gelmeden yapılması ihtiyaç duyulan işlerden bir tanesi mahallede, yerinde halledilsin. Burada dijitalleşmenin bizlere sağlamış olduğu avantajları kullanacağız” şeklinde konuştu.
Toplumsal medyanın da dünyada mühim bir sorun haline geldiğini ifade eden Asil, “Göçün sebebi biz olmadığımız benzer biçimde, feysbuk ve twitter’inde sahibi biz miyiz? Her türlü kabahat orada işlensin, her kişinin orada mahremiyetine girilsin, her türlü hakaret yapılsın. Dünya bununla ilgili ne yapıyor? Dünya salgınla ilgili bizlere çözüm üretti mi? Dünya Sıhhat Örgütü bir çözüm üretmeyi bırak birbirlerinin maskelerini çaldılar. Birbirlerine aşı vermediler. Aşıyı stratejik güç olarak kullandılar. ‘18 Mart’ta Avrupa Birliği mutabakat imzaladı. Dedi ki, ‘Biz göçün kaynağında engellenmesi için adım atacağız’. Bir tek adım atmadı. Tamamı yalan üstüne oturmuş, vizyonsuz bir liderler manzumesinin yapamadıklarını gördüğümüz seneler geçirdik, geçiriyoruz. İnsanları ölüme terk ettiler. Ege Deniz’inde botları batırdılar. İnsanları soydular. Bunlardan bir tanesini Türkiye yapmış olsaydı, bizi dünya mahkemelerinde yargılarlardı. Kendilerinin dokunulmazlıkları var. 21. yüzyıl onların dokunulmazlıklarını aldı” diye konuştu.
