Milano’nun Kanal Kıyısındaki Eğlenceli Semti Navigli

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Naviglio Grande Kanalı‘nın adını taşıyan Navigli Mahallesi, Milano‘da otantik İtalyan mutfağından yemekler sunan muhteşem restoranların yanı sıra ufak dükkanlar da bulabilecekleri gelişmekte olan bir bölge. İtalya‘nın gezinsel kenti Milano’da Meşhur Milano Katedrali’nin güneybatısında bulunan Navigli, birçok sanat stüdyosu ve ara sokaklarda gizlenmiş ufak galerileri ile de sanat içerikli bir mahalle.

Navigli’de Yapılacak Şeyler

1. Tekne turuna çıkın

Navigli bölgesine adını veren ve Milano’daki en eski kanal olan Naviglio Grande, kent için yüzyıllardır büyük ehemmiyet taşıyan bir sembol. 1177 ve 1257 yılları aralığında inşa edilen 50 km’den uzun olan kanal, kentin görkemli binalarını inşa etmek için kullanılan mermer bloklar şeklinde malların taşınmasında kullanılıyordu. Bugün, Naviglio Grande ve onu çevreleyen alan büyüleyici butiklere, galerilere, kafelere ve restoranlara ev sahipliği yapıyor. Yazları ziyaretçiler Alzaia Naviglio Grande’den her saat başı çıkan teknelerle meşhur kanal süresince ortalama bir saat devam eden bir tekne turu yapabiliyor.

2. Bira tadımı turuna katılın

Navigli bölgesini keşfetmenin başka bir yolu da kentin popüler bira tadımı turlarından birine katılmak. İki buçuk saat süresince turistler, mahalli bira imalathanelerinin büyüleyici tarihini öğrenirken, bununla birlikte mahallenin varlıklı kültürü ve mirası hakkında daha çok data sahibi oluyor. Turlar Milano Porta Genova Tren İstasyonu’ndan başlıyor ve Navigli bölgesinin merkezine doğru aşama kaydediyor. Bu tura katılarak Milano’nun tipik barlarının otantik atmosferinde mahalli olarak üretilen oldukca çeşitli biraları tatma şansına haiz olabilrsiniz.

3. Bazilika Sant Eustorgio’yu ziyaret edin

Zamanı geçmişi 4. yüzyıla uzanan Basilica Sant Eustorgio, Milano’nun en eski kiliselerinden birisi. Üç kralın hatıralarını ve 13. yüzyıldan sonraki kalıntıları barındıran kilise Milano’daki Dominik yönetiminin ana merkezi konumundaydı. Görkemli bir şapel olan Cappella Portinari, Sant Eustorgio’nun en dikkat çeken yeri. Bu şapelde Vincenzo Foppa’nın 15. yüzyıl fresklerini ve Giovanni di Balduccio’nun 14. yüzyıldaki Arca di San Pietro Martire’sini görebilirsiniz. Saint Eustorgio hem içeriden hem de dışarıdan oldukça etkisi altına alan.

4. Deniz ürünlerinin tadına bakın

Milano kültürünü tanımanın ve mahalli gelenekleri keşfetmenin en iyi yollarından biri otantik yemeklerin tadını çıkarmaktan geçiyor. Naviglio Grande’nin çevresindeki bölge, yalnızca geleneksel Milano mutfağı değil, bununla birlikte mahalli halkla bir araya gelmek için mükemmel bir yer haline getiren seçkin restoranlarla dolu. I Pesciolini, Naviglio Grande’nin kalbinde, uygun fiyatlarla leziz deniz ürünleri ve mahalli balık spesiyaliteleri sunan muhteşem bir restoran.

5. Geleneksel aperitivoların tadını çıkarın

Meşhur İtalyan aperitivo evi olarak, akşamın erken saatlerinde tuzlu atıştırmalıklar eşliğinde bir kadeh şarap ya da hafifçe bir kokteyl içebilirsiniz. Milano akşam 17.00-19.00 saatleri içinde bu şekilde bir içeceğin tadını çıkarmak için birçok güzel yere haiz. Manhattan Bar, geleneksel aperitif saati için mükemmel bir yer, bu sebeple bar bir tek muhteşem içecekler değil, bununla birlikte leziz yemekler de sunuyor. Buna ek olarak, Naviglio Grande’nin çok önemli manzarasını izleyebileceğiniz mükemmel bir açık oturma alanı bulunuyor. Aperitivo mantığında içeceğiniz içkinin ücretini ödeyip açık büfedeki yiyeceklerden sınırsız yararlanabiliyorsunuz.

6. Basilica di San Lorenzo’yu görün

Bazilika Sant Eustorgio’ya oldukca benzeyen Basilica di San Lorenzo’nun, zamanı 4. yüzyılın başlarına dayanıyor ve bundan dolayı kentin en eski kiliselerinden biri olarak kabul ediliyor. Başlangıçta eski amfi tiyatro ve öteki büyük Roma bölümleri için kullanılan bloklardan inşa edilmiş olan kilise St. Lawrence’a adanmış. Kilise, 16. ve 20. yüzyılın başlarında kapsamlı bir restorasyon geçirmiş olmasına karşın, kulelerinin yanı sıra şapelde de orijinal Bizans özellikleri muhafaza edilmiş. Basilica di San Lorenzo, ziyaretçilerin yüzyıllar süresince ortaya çıkan değişik yapı stilleri ve tekniklerinin bir kombinasyonuna fanatik olma şansını yakalayacakları gerçek bir mimari başyapıt.

7. Parco delle Bazilikası’na uğrayın

Parco Papa Giovanni Paolo II olarak da adlandırılan Parco delle Bazilikası, Milano’daki meşhur Basilica di San Lorenzo’nun arkasında içeriyor. Bundan dolayı bu bölgeye bazilikaların parkı deniyor. Bir zamanlar halka açık asılma alanı olarak kullanılan park oldukça karanlık bir geçmişe haiz; sadece alan 1930’larda resmen bir parka dönüştürüldüğü için, bu sıralar güzel organik manzarasıyla meşhur. Parco delle Bazilikası, bilhassa akçaağaç şeklinde çeşitli ağaç türleri barındırıyor.

8. Naviglio Grande’de gün batımını izleyin

Bir zamanlar şehrin ve çevresinin en mühim ulaşım yolu olan Naviglio Grande, yakınlarda yer edinen restoranlara, bağımsız kafelere ve mahalli halkı tanıtan seçkin sanat galerilerine ev sahipliği meydana getiren şehrin bilhassa canlı bir kısmına dönüştürülmüş. Birçok şık bardan birinde aperitivo’nun tadını çıkarırken, gün batımının seyretmek için muhteşem bir yer. Kanalın olağanüstü manzarası uzun süre aklınızdan çıkmayacak.

9. Sanat galerilerine göz atın

Milano’nun en gözde bölgelerinden kabul edilen Navigli bölgesi, sanatseverlerin cenneti. Bölge, sanatı seven ve ufak galerileri keşfetmekten hoşlanan hepimiz için ne olursa olsun görülmesi ihtiyaç duyulan bir yer. Galerilerin bir çok tanınmış sanatçıların etkisi altına alan sanat eserlerini sergilemekle kalmıyor, bununla birlikte genç mahalli kabiliyetlere çalışmalarını daha büyük ve giderek daha internasyonal bir seyirci kitlesine tanıtma fırsatı sunuyor. Milano’daki tasarım haftaları süresince ziyaretçiler dış mekânda fotoğrafçılık ve modern sanat sergileri bulabiliyor.

10. Vintage butikleri dolaşın

Avrupa‘nın moda başkenti olan Milano, dünyanın en prestijli tasarımcılarına ve meşhur moda markalarına ev sahipliği yapıyor. Bununla beraber, hala en popüler alışveriş caddelerinin karmaşasından uzak, vintage modasını tanıtan ufak dükkanlar var. Ripa di Porta Ticinese’de bulunan Pourquoi Moi, bu mükemmel mekânlardan biri. Pourquoi Moi, öncözellikle 1960’lı ve 70’li yılların önde gelen klasik parçalarını satıyor; ek olarak muhteşem bir ayakkabı, çanta ve öteki aksesuar yelpazesi bulunuyor.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
cool
Cool
Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Viyana Blog - Güncel Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!