Ulusal Konsey Başkanı Wolfgang Sobotka (ÖVP), yeni Orta Doğu savaşının ardından Avrupa ve Avusturya’da ortaya çıkan antisemitizme eğitimin artırılmasıyla karşı koymak istiyor. Aynı zamanda, Pazar günü ORF’nin “basın saatinde” cumhurbaşkanı, göçmenlerden gelen “ithal antisemitizmi” göz önünde bulundurarak, yasadışı göçe karşı daha sıkı önlemlere ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Sobotka, nüfusun bazı kesimlerinde farklı bir tutuma ihtiyaç duyulduğunu, bu nedenle eğitimin bu kadar önemli olduğunu söylüyor. Araştırmalar, iyi eğitim almış gençlerin “önemli ölçüde daha az Yahudi düşmanlığı”na sahip olduğunu gösteriyor. İsrail’in var olma hakkı asla sorgulanmamalıdır. Çünkü Holokost sırasında bu kadar acı çekenlere “güvenli bir yere sahip olacakları” sözünün verildiğini vurguladı.
Sobotka, “Antisemitizm hiçbir zaman ortadan kalkmadı ancak son yıllarda kendisini çok açık bir şekilde ortaya koydu” dedi. Anti-Semitizm sağ kanatta olduğu gibi sol kesimde de biliniyor. Ancak “göçün aynı zamanda Avusturya’ya ithal antisemitizmi de getirdiğini kabul etmek gerekir”.
İhtiyaç duyulan şey, “eylemlerin de takip edilmesi gereken açık bir siyasi duruş”. “Antisemitizmi ithal ettiğinizi, bir yandan da Gazze Şeridi’nden daha fazla kaçış koridoruna ihtiyacınız olduğunu söylemenin hiçbir faydası yok.” Ona göre, bir daha “mültecileri kabul etme” ortamı oluşmamalı. 2015. Sobotka, “Düzensiz göç en büyük beladır” dedi.
Ancak sığınma hakkını “kesinlikle sorgulamıyor” ama “düzensiz, yasa dışı göçü” sorguluyor. Ancak bu tek başına tek bir ülke tarafından yapılamaz, AB düzeyinde ortaklaşa yapılmalıdır: “Dış sınırların açık bir şekilde korunması gerekiyor.” Sınır dışı etme konusunda “daha sağlam” bir yaklaşıma ihtiyaç olup olmadığı sorusuna Sobotka yanıt verdi, ancak Menşe ülkelerle yapılan anlaşmaların çoğunlukla eksik olduğuna dikkat çekti. Bunlar sınır dışı edilmenin ön şartıdır.
Aynı zamanda, Ulusal Konsey Başkanı genel suçlamalara karşı kendisini savundu: Yahudi karşıtlığına karşı çıkan “Müslüman gençler arasında pek çok arkadaşı” vardı. “Onların arkasında durmalısınız ve herkesi aynı kefeye koymamalısınız” diye vurguladı. Uluslararası açıdan bakıldığında Sobotka, terör örgütü Hamas’a karşı da IŞİD’e karşı koalisyona benzer bir koalisyon görmek istiyor.
Aşağı Avusturya’da FPÖ ile birlikte çalışan ÖVP’sine yönelik eleştiriler sorulduğunda Sobotka, siyasi değişimi değiştirmek istemediğini söyledi. Üstelik Aşağı Avusturya’da bu yalnızca bir iş sözleşmesidir. ÖVP’nin FPÖ-NÖ lideri Udo Landbauer ile çalışmayı neden kabul ettiği ancak ÖVP’nin federal hükümette FPÖ federal parti lideri Herbert Kickl ile işbirliğini neden reddettiği sorulduğunda Sobotka, Kickl’in “güvenilir bir ortak olmadığına” dikkat çekti. Çünkü devlet güvenlik hizmetini (BVT) “yok etti”. Sobotka aynı zamanda “tüm FPÖ üyelerine Nazi diye hakaret etme hatasına düşmemek” gerektiğini vurguladı.
Yeşiller ile koalisyonun durumu ve ÖVP’nin zayıf anket rakamlarına ilişkin Sobotka, sorunun ÖVP’nin “Yeşiller ile birlikte gerçekleştirilen hizmetlerle” iletişim kuramamasından kaynaklandığını söyledi. Federal Parti Başkanı ve Şansölye Karl Nehammer’in çalışmalarını “çok çok iyi” olarak değerlendiriyor. Sobotka, eski ÖVP patronu ve eski Şansölye Sebastian Kurz’un geri dönüşünü ihtimal dışı bıraktı.
FPÖ’den eleştiri geldi: Genel Sekreter Christian Hafenecker, Sobotka’nın düzensiz göçün “en büyük bela” olduğu yönündeki açıklamasını “ikiyüzlülüğün zirvesi” olarak nitelendirdi: “ÖVP ve onun içişleri bakanları (2016’dan 2016’ya kadar Wolfgang Sobotka da dahil) yıllardır Avusturya, 2017’de İslam ülkelerinden gelen yüzbinlerce yasadışı göçmenin ‘bir numaralı varış ülkesi’ haline getirildi” dedi. Hafenecker, Sobotka’nın FP Genel Sekreteri’nin “sansür fantezileri” olarak damgaladığı sosyal medyadaki sahte haberlerle mücadeleye ilişkin açıklamalarını da eleştirdi.
