Herkes sürdürülebilirlikten bahsediyor ve bu terim birkaç yıldır birçok farklı şekilde kullanılıyor. Ancak bunun neyle ilgili olduğu, Linz’deki Johannes Kepler Üniversitesi Rektörlüğü’ndeki Sürdürülebilirlik Ofisi’nden Maria Buchmayr tarafından açıklanıyor.
Sürdürülebilirlik kavramını tanımlamanın en iyi yolu nedir?
MARIA BUCHMAYR: Sürdürülebilir kalkınma, dünyayı gelecek nesillerin bu dünyada en az bizim kadar iyi yaşayabileceği bir şekilde terk etmek için hayatı kaynakları koruyacak şekilde şekillendirmek anlamına gelir. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, küresel bir yön belirlemekte ve toplum için büyük zorluklar oluşturmaktadır.
İklimi korumak, biyoçeşitliliği korumak, yoksullukla mücadele etmek veya nesiller arası adaleti gerçekleştirmek, yerine getirilmesi gereken görevlerden sadece birkaçı. İnovasyon merkezleri ve geleceğin karar vericileri için eğitim merkezleri olarak üniversiteler bunda önemli bir rol oynamaktadır.
Sürdürülebilirlik insan doğasında var mı yoksa tabiri caizse eğitilmesi mi gerekiyor?
Her iki varsayım da doğrulanamaz. Herkes günlük yaşamda farklı davranan ve farklı yaklaşımlar uygulayan bir bireydir. Tabii ki, ilgili sosyalleşme çok önemli bir rol oynar. Çocuklar, ebeveynleri ile sürdürülebilir bir yaşam biçimini deneyimlerlerse, muhtemelen değerlerinin çocuklar için daha sonraki yaşamlarında “normal” olacağı varsayılabilir. Temel olarak, insanların gelecek nesillerin de iyi yaşayacakları ve kendi hayatlarının güvende olacağı şekilde yaşama ihtiyacı olduğunu da varsayıyorum. Bu da sürdürülebilir bir bakış açısı ve yaşam biçimi gerektirir.
Sürdürülebilirlik kavramı, medyada da yıllardır giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bunun zamanı mıydı?
Kesin. Sürdürülebilir bir geleceği şekillendirmek için hangi bilgilere, hangi teknik ve sosyal yeniliklere ve hangi becerilere ihtiyacımız olduğu çözülmemiş sorulardan bazılarıdır. Aynı zamanda, iklim değişikliğinin Dünya üzerinde sahip olduğu ve olmaya devam edeceği dramatik sonuçları da biliyoruz. Sadece ekolojik olarak ciddi değişikliklerle değil, aynı zamanda bunun sonucunda büyük sosyal zorluklarla da karşı karşıyayız. Üniversitelerin bu bağlamda özel bir öneme sahip olduğu tartışılmaz. İnovasyon merkezleri ve geleceğin karar vericileri için eğitim merkezleridir, dolayısıyla BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin uygulanmasında önemli bir rol oynarlar. Bu büyük görevlerin arka planında, bilgi üreticileri olarak üniversiteler giderek artan bir şekilde sosyal sorumluluklarını üstlenmek zorunda kalmaktadır.
Sürdürülebilir bir şekilde yaşadığınızı ne zaman söyleyebilirsiniz?
Her insanın kendisi için mümkün olduğu kadar ve iyi bir yaşam kalitesi çerçevesinde pozitif sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunması önemlidir. Bu katkı kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterebilir ancak yapılan her katkı çok önemlidir.
Bir şirketin sürdürülebilir şekilde hareket ettiğini ne zaman söyleyebilirsiniz?
Şirketinizi sürdürülebilir bir şekilde tasarlamak istiyorsanız, farklı yaklaşımlara birbiriyle bağlantılı bir şekilde bakmalısınız. Ekolojik bağlamda, enerji arzı ve hareketlilik konuları önemlidir. Bilimsel bir bakış açısıyla döngüsel ekonomi, sürdürülebilirlik ilkesine entegre edilmelidir ve önemli bir kaldıraçtır. Her şirket kendine adil, ekolojik tedarik, ayrıca dahili atık ayırma seçenekleri vb. sorusunu da sormak zorundadır. İnsan kaynakları alanında, özellikle iş tatmini ve sağlık söz konusu olduğunda sürdürülebilirlik esastır. Sürdürülebilirlik her zaman kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır. Operasyonel gerçeklikte projeler adım adım gerçekleşecek ama bütünün farkındalığı her zaman mevcut olmalı.
JKU sürdürülebilirlik konusunda hangi faaliyetleri yürütüyor?
Johannes Kepler University Linz, uzun yıllardır iklimin korunmasına kendini adamıştır ve araştırma, yönetim, altyapı, hareketlilik veya kampüste yaşam olsun, her düzeyde daha fazla sürdürülebilirlik için çok sayıda projeyi ve önlemi desteklemektedir. 2021’de JKU, kendisini gönüllü olarak iklim ittifakına adayan ve 22-24 performans anlaşmasının bir parçası olarak 2030’a kadar iklim nötr olmayı istemek gibi iddialı bir hedef belirleyen ilk üniversite oldu.
JKU’nun iklim nötrlüğünü nasıl başarabileceğine dair şu anda JKU Enerji Enstitüsü ile birlikte bir yol haritası geliştiriliyor. JKU, yeni inşaat veya yenileme projelerinde enerji verimliliğine olduğu kadar biyolojik çeşitlilik ve tür çeşitliliğine de büyük önem vermektedir. JKU aynı zamanda yeşil hareketliliği de desteklemektedir, kampüs içinde ve çevresinde tüm üniversite üyeleri için çeşitli çevre dostu hareketlilik teklifleri bulunmaktadır.
Oliver Koch, JKU uzmanı MARIA BUCHMAYR ile konuştu
