Zamanı İpek Yolu’nun Anadolu ile kesiştiği coğrafyada yer edinen Kars, son yıllarda alternatif gezi rotası arayanlar için albeni merkezine dönüştü. Bilhassa Doğu Ekspresi yolculuğunun son durağı olarak ünlenen kent; kültür, tarih, lezzet ve naturel güzellikleri ile öne çıkıyor.
İstanbul, Ankara ve İzmir’den meydana gelen direkt tayyare seferleri ile kısa sürede ulaşılabilen Kars; zamanı geçmişi, etkisinde bırakan mimari yapıları, tabiat ve kış turizmi, leziz mutfağı, misafirperver halkı ve alternatif rotaları ile keyifli bir gezi deneyimi yaşatıyor. Kars gezilecek bölgeler için birkaç günden daha çok vakit ayırmak gerekiyor.
Kars’ta Görülmesi Ihtiyaç duyulan Bölgeler
1. Taş Köprü
Kars Kalesi’nden şehre bakıldığında ilk göze çarpan yapılardan kabul edilen Taş Köprü, Kars Çayı üstündeki geçişi sağlıyor. Kale İçi Mahallesi ile Sukapı Mahallesi’ni birleştiren köprü, 1579 senesinde Osmanlı Padişahı III. Murat döneminde yaptırılmış.
Tamamı kesme bazalt taşlardan inşa edilen köprünün vakit içinde yıkılan bölümleri 1725 senesinde Karahanoğlu Hacı Ebubekir tarafınca tekrardan inşa edilmiş. Gürül görül akan Kars Çayı üstünde şehrin atmosferini sezmek için Taş Köprü, en iyi duraklardan biri.
2. Ebu’l Hasan-ı Harakani Türbesi
Kars’ta adıyla en oldukça karşılaşılan şahıs Ebu’l Hasan-ı Harakani. Kars Havalimanı’nın tam adı Kars Harakani olarak geçiyor. Mevlana, Yesevi ve Nakşibendi’nin tinsel hocası ve Mevlana’dan 200 yıl ilkin yaşamış olan Harakani, 1033 senesinde Selçukluların Anadolu’ya girişini kolaylaştırmak için meydana getirilen muharebede şehit düşmüş.
Evliya Camii ve Hasan-ı Harakani Türbesi içinde Harakani’ye ilişik türbenin çevresinde 21 tane gömüt bulunuyor. Anadolu’nun dört bir yanından ziyaretçilerin yakarış etmek için ziyarete geldiği türbe, geniş bir külliye alanından oluşuyor.
3. Kümbet Camii (Havariler Kilisesi)
Kars Kalesi’nin güneyindeki Havariler Kilisesi, Kars kent merkezindeki en görkemli Ermeni kiliselerinden biri. Bagratlı Krallığı dönemine uzanan kilise 937 senesinde inşa edilmiş. Konik biçimli kubbesi ve bazalt kesme taş kaplamasıyla bölge mimarisini yansıtan yapı etkisinde bırakan güzelliğe haiz.
Kars Kalesi’ne çıkış güzergahında, Evliya Camii ve Hasan-ı Harakani Türbesi’nin yanı başlangıcında bulunan Havariler Kilisesi, yakın döneme kadar camii olarak kullanılmış. Restorasyon ve çevre düzenlemelerinin devam etmiş olduğu kilise, Kars’ta ne olursa olsun görülmesi ihtiyaç duyulan bölgeler içinde.
4. Yanık Kilise (Kazım Karabekir Camii)
Ruslar tarafınca 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen Yanık Kilise, Sarıkamış’ın en etkisinde bırakan yapılarından biri. Baltık mimarisindeki kilise, günümüzde Kazım Karabekir Camii olarak ibadete açık. Yapımında kiliseye dahil olan çan kuleleri günümüze kadar ulaşmayan yapıya sonradan minare eklenmiş.
Rus işgalinin sona ermesiyle beraber uzun seneler işlevsiz kalan kilise, bir dönem beyaz perde olarak da kullanılmış. 1970’lerde yaşanmış olan yangının peşinden camiye çevrilen Yanık Kilise, Sarıkamış Hükümet Konağı’nın yakınında, İnönü Mahallesi’nde yer ediniyor.
5. Namık Kemal Evi
Meşhur Ozan Namık Kemal’in 1853-1854 yıllarında çocukluğunu geçirdiği ev, günümüzde Namık Kemal Evi olarak anılıyor. Restore edilerek Aşıklar Evi’ne dönüştürülen ev, Kars kültürünü yakından tanımak için büyük bir fırsat.
Kars yöresinin mühim gelenekleri arasındaki aşıklık kültürü, düzenlenen ‘Aşıklar Gecesi’ etkinliği ile yaşatılıyor. Etkinlikte türkü söyleyen, doğaçlama atışma icra eden aşıklar, gülümsemek ve enerji depolamak için bire bir.
6. Katerina Köşkü
Osmanlı-Rus Savaşı’nın (1877-1878) peşinden Kars ve çevresinde 40 yıl devam eden Rus işgali döneminde, Ruslar tarafınca askeri bölge duyuru edilen Sarıkamış, o yıllara ilişik birçok izi taşıyor. Sarıkamış’ta halk içinde Katerina’nın Köşkü olarak isimlendirilen Av Köşkü de bu yapılardan biri.
Emsalsiz mimarisi ile ziyaretçilerini kendine fanatik bırakan Katerina Köşkü, bulunmuş olduğu konum sebebiyle Sarıkamış’ı gören mükemmel bir manzaraya haiz. Yapılış zamanı net olarak bilinmese de 1914 senesinde Rus Çarı II. Nikola ve eşinin konakladığı köşkün, 1900-1902 yıllarında inşa edilmiş olduğu düşünülüyor.
7. Çıldır Gölü
Kars ile Ardahan içinde yer edinen Çıldır Gölü’nün tamamı kış aylarında donuyor. Bölgeye kış sezonunda gelenlerin ne olursa olsun ziyaret etmiş olduğu Çıldır Gölü’nün her köşesi, bu etkisinde bırakan tabiat vakasına tanıklık etmek için uygun.
Çıldır Gölü, kızaklı at turu ve buz tutan gölde balık avı şeklinde coşku verici aktivitelere ev sahipliği yapıyor. Kars’ın Arpaçay ilçesi ile Ardahan’ın Çıldır ilçesi süresince uzanan gölde avlanan, mahalli halkın sarı balık ya da şafak balığı söylediği balığın tadına bakmadan dönmeyin.
8. Kars Kalesi
Kars’ta kent dokusunu sezmek için en iyi noktalardan biri Kars Kalesi. Kars kent merkezine kuş bakışı bakmak ve şehrin havasını solumak için tercih edilen kale, 1153 senesinde inşa edilmiş.
Su Kapısı ya da Çeribaşı Kapısı, Kağızman Kapısı ve Behram Kapısı olmak suretiyle 3 kapısı olan kalenin içinde 12. yüzyıldan kalma Celal Baba Türbesi de bulunuyor. Askeri koğuşlar, tarlalar, cephanelik ve mescitle geniş bir alanda kurulu olan kalede bulunan kafede oturup şehri seyretmenin tadını çıkarın.
9. Sarıkamış Kayak Merkezi
Kar kalitesi ve kayak pistleri açısından dünyanın en uygun tesisleri içinde gösterilen Sarıkamış Kayak Merkezi, Kars’ın gözbebeği. Yurtiçi ve yurtdışından oldukça sayıda kayakseverin kış sezonu süresince tercih etmiş olduğu kayak merkezi, 12 km uzunluğunda, 5 etaplı piste haiz.
Etrafı çamlarla kaplı kayak merkezi, kristal karı ile tanınıyor. Günde 5,000 kayakçıyı ağırlayacak kapasitedeki Sarıkamış Kayak Merkezi, çevresinde bulunan konaklama tesisleri ile tatile uygun yapıda. Habitat Otel, Çamkar Otel, White Park Otel, Dolina Otel, Snow Life Otel kayak merkezinde konaklama yapılabilecek otellerden.
10. Ani Antik Kenti (Ani Harabeleri)
Ermenistan-Türkiye sınırında, Arpaçay Nehri’nin kıyısında bulunan Ani Antik Kenti (Ani Harabeleri) Kars’ın en oldukça tanınan gezilecek yerlerinden. 4 bin 500 metreyi aşan uzunluğu ve 8 metreye ulaşan yüksekliğe haiz surlarla çevrili antik şehir, tadına doyum olmayan ve her saniyesinde insanı vakit yolculuğuna sürükleyen özellikte.
Kars’a 42 km mesafedeki antik şehir, tarih süresince Anadolu’nun geçiş güzergahında güvenli bir geçiş kapısı görünümündeymiş. Geçmişten günümüze ‘Ani bir dünya fakat dünya bir Ani değil’ sözüyle anılan kent, 6. yüzyıldan bu yana yerleşimin görüldüğü, değişik inanç grupları ve etnik yapılardan insanların yaşamış olduğu, çokkültürlü bir yapıya haiz.
Antik şehir içinde görülmesi ihtiyaç duyulan yapılar içinde, Tigran Honents Kilisesi, Büyük Katedral, Manuçehr Camii, Bakireler Manastırı, Kız Kalesi, Gagik Kilisesi, Abdulhamrants Kilisesi, Ateşgede, Selçuklu Sarayı, Gürcü Kilisesi, İpek Yolu Köprüsü ve Surp Amenap’rkitch Kilisesi bulunuyor.
Türkiye’nin varlıklı gezim potansiyeline haiz şehirlerinden Kars, her geçen yıl artan ziyaretçi sayısıyla marka şehir olma iddiasını güçlendiriyor. Köklü zamanı geçmişi, anane ve görenekleri, arkeolojik alanları, etkisinde bırakan mimari yapıları, naturel güzellikleri, kayak merkezi ve leziz yiyecekleri ile kent; her türlü beklentiyi karşılayacak düzeyde.
